11 Mart 2021 Perşembe

Neredeyim, Neredesin, Neredeyiz?

Selamın aleyküm.

Ben geldim. Oğlum kaldırın lan şu beyaz pikeleri. Öf, nem olmuş her yer ya. Çatı da damıtıyor. Oh oh, hoş boldum canım blogum. Örümcekler de yuvasını yapmış, kader gibi ağları örmüşler. Eh, 2 yıldır bomboş bırakırsan olacağı o tabii. Suçlu benim kabul ediyorum.

Yazı fontları değişmiş, hani font ile yazdığımı falan unutmuşum lan, o derece yani. Hatta yazı büyüklüğü bile ayarsız gelebilir. Öylesine uğradım. Çayımı içip kaçacağım.

Her neyse bazı sorulara az ve öz cevap vereyim. Yetimlere, öksüzlere ve benim yetim, öksüz bloguma sahip çıkalım efenim.

1- Neredeyim?

Tamamen kendi yaşantıma, kariyerime, yalnızlığıma odaklandım. Ben Turizm işiyle uğraşıyorum. Turizmciyim diyebilirim nacizane son 5 yıldır. Bu blogu yazarken daha Turizm hayatım başlamamıştı. Başlayınca da yazdım ama sonra çok fazla faktör oldu burayı bırakıyor olmama, sırasıyla ;

1- Beklediğim ilgiyi, desteği göremem. Yalan yok destekler oldu ve dokunduğum onlarca, yüzlerce bire bir insan oldu. Binlercesi de okuyup faydalanıyor ki amaç bu zaten. Ancak insan destek görmek, yalnız olmadığını bilmek istiyor yine de. 

2- Turizm her iş kadar yorucu. Çünkü insanlarla uğraşıyorsun. İnsan, dünyanın en yorucu varlıklarından birisi. Onun üstüne bir de boş günlerimde burası tamamen kendi hobi, keyif ve zevklerden feragat etmem demekti. Boş işlerle uğraşmam lazım ki dinlenebileyim. Yorgunluk üretimi her anlamda kısırlaştırır.

3- Yalnızlık ve ara ara depresyonun "Beni hatırladın mı len ehehe" diye dürtmesi.

4- Yazılacak, dile getirilecek birçok şeyi dile getirmenin verdiği tatlı bir yorgunluk, doymuşluk hissi.

5- Hevesimin, "1. Madde ile" dolaylı ve "4. Madde ile" doğrudan bağlantılı olarak eskisine göre neredeyse hiç kalmamış olması.

Şu an işim gücüm Allah'a bin şükür yerinde. Hatta dualarınızı eksik etmeyin efenim inşallah 6-7 aya ya da seneye terfi alacağım. En azından, en yakın aday benim.

Bir de hayatımda artık bir kadın istiyorum yuva kurmalık, yola çıkmalık. Taliplerimi çaya beklerim ehehe. Yaş da oldu 28, Ekim'de 29 olacağım. Yalnızlığa çok fena doydum be. Ciddi bir ilişki istiyorum hayatımda, hem değişiklik olur, hem de sevilmek hissine olan özlemim dinmiş olur.

Taliplerimi bana mail veya Twitter'dan ulaşmaya davet ediyorum. Çay hep taze. Belki ileride beraber içeriz bir ömür..

Özetle ; İyi değilim, hem de hiç iyi değilim ama halime de çok şükür. Toparlanacağım, iyi olacağım. Elbet Bahar gelecek, ne vakit gelir bilinmez ama çabalamaya devam. Bahar gelince de tüm çocukluğumla kutlayacağım. Bir de "O" gelirse..

2- Neredesin?

Sen hep burada kal. Oku, düşün, sorgula. Benim yazdıklarımı da sorgula. Allah haricinde kimseye teslim olma, boyun eğme, itaat etme. Allah bile sana sorgula diyor üstelik.

Kendine yatırım yap, kendini geliştir. Zorluklara göğüs ger, sabret, diren, direnmeye gayret et. Sonu iyiliğe, güzelliğine mi çıkar bilemem ama yaşıyorsak mutlaka o tünelin sonu bir yere çıkar ve her şey kusursuz gitmediği gibi her şey ille problemli de gitmez. Elbet o tren raya oturur, elbet o ışık görünür. Gönlünü ferah tut, ferah tutamazsan da tutmak adına bana her zaman ulaşabilirsin. Profilim kısmından bana her zaman mail atabilir, yukarıda az evvel Twitter adresimi verdim, oradan da ulaşabilirsin. O yüzden sen burada kalıyorsun. Bu blog benim için yok, ben bunları yazıp paylaşamayabilirdim. Bu blog sen uyan, sen sorgula diye var. Senin için var. Kıymetini bil len ehehe.

3- Neredeyiz? 

Tam olarak buradayız ;

"Yemin olsun zamana/çağa/gündüzün iki ucuna/sabah namazına/ikindi vaktine/Asr-ı saadet’e ki,

İnsan, gerçekten tam bir hüsran içindedir!

İnanıp hayra ve barışa yönelik işler yapanlar, birbirlerine hakkı önerenler, birbirlerine sabrı önerenler müstesnadır." - Asr suresi

Peki nereye gidiyoruz, işte buraya ;

"1. O beklenen müthiş olay olduğunda,

2. Yoktur onun oluşunu yalanlayacak.

3. Kimini alçaltır, kimini yükseltir.

4. Yerküre bir sarsılışla sarsıldığında,

5. Dağlar bir serpilişle serpildiğinde,

6. Hepsi un-ufak olup dağılmıştır.

7. Ve sizler, üç çift/sınıf oluvermişsinizdir.

8. İşte uğur ve mutluluk yâranı. Nedir uğur ve mutluluk yâranı?

9. İşte şomluk ve bunalım yâranı. Nedir şomluk ve bunalım yâranı?

10. Ve oluşta önde gidenler, yarışta önde gidenler...

11. İşte onlardır yaklaştırılanlar.

12. Nimetlerle dolu bahçelerdedirler.

13. Büyük kısmı öncekilerden,

14. Az bir kısmı da sonrakilerden." - Vakia 1-14

Kur'an aynı zamanda muhteşem bir Sosyoloji kitabıdır dediğimde çoğu kişi bana sitem eder. İnsanlığa öyle güzel özetliyor ki bu 2 surenin ayetleri. Tam olarak günümüz resmen!

İyiler hep azınlık bu dünyada. Allah da diyor ki, nesillerde geçtikçe, kıyamet yaklaştıkça, burnunuz daha da beter çamura batacak diyor. Cennete girenlerin nesilden nesile azalacağını çok net söylüyor. Ortalık haram ve günah çukurunda raks edenlerle dolu. Herkes aç, doyumsuz, kazanç ve statü gelsin de ne yolla, ne şekilde geldiği önemsiz.

İşte ben Allah'a bu ayetlerle teslim olmuş ve hayran kalmıştım. Yüce Allah Muhammed peygamber ile bize öyle mesajlar veriyor ki, tabii görebilene...

Düşünsene bir insan diyor ki ; "Allah'dan vahiy alıyorum ama böyle böyle insanlığın sonu hiç de iyi görünmüyor."

Şimdi ise yüzlerce şarlatan, mehdi, mesih, peygamber çıkıyor "Ben vahiy aldım, ben böyleyim, ben seçilmişim."

Aradaki "Kalite, klas" farkı kabak gibi ortada. Üstüne bir de ülkede Siyasal İslamcılık sağ olsun. Herkes koca, kafaya takıyor 2 takke, eline alıyor kamera, 2 gram da fıkıh biliyor, bir de "İlahiyat" okuyor ya da Dernekte, Dergahta zaman geçiriyorsa tamam başlıyor konuşmaya. Bir sen eksiktin anasını satayım. Sen de geldin Çarşamba Pazarımıza renk geldi. Rahat bırakın kardeşim insanları, Kuran'a yönlendirin. 3-5 tane güzel adam var dedik Caner Taslaman gibi, Emre Dorman gibi, Mehmet Okuyan gibi onlar da "Politicly Correct" hastası maalesef.

Türkçesi ; Nabza göre şerbet yani "Aman Ali Rıza Beyi ağzımızın tadı bozulmasın." modundalar. Bunu olağanca kibarca, aman yanlış anlamasın diye eleştirince de pek "Hoşgörü" sahibi, "Ya, çok tevazu sahibi minnoş." olan Caner Taslaman'dan engel yiyorum efenim. 

Eleştiri kaldıramayacaksan niye ekrandasın ulan? Herkes aferin Caner diyip sırtını mı pohpohlayacak? Yaptığı işler "Kur'an temelli" ve iş anlamında yaptıklarına hürmetim var. Adam kötü diye, emeğini asla lekelemem. Yiğidi öldürüp, hakkını hep verin. Adil ve objektif olun. Bu da bize Allah'ın emri. Ancak eleştiri kaldıramıyorsan orada dur derim sana. Benim yediğim küfürlerin onda birini yese herhalde "Ya küstüm ben" diyip gider de şimdi bu herif.

Neyse konuyu dağıttım esas yere gelelim. Yazmayı özledim, derleştiyorum işte anladın be sen onu..

Arka sıra bana bak bana! Tebeşir geliyor kafaya kime diyorum oğlum! 

Peki yukarıdaki 2 ayete cevap ne? Cevabı Yeryüzünün eşsiz ve biricik hakimi olan yüce Allah veriyor zaten.

"Her biri için onu önünden ve arkasından izleyen gözcüler vardır ki, kendisini Allah'ın emrine bağlı olarak koruyup denetlerler. Gerçek şu ki Allah, bir toplumun mâruz kaldığı şeyleri, onlar, birey olarak içlerindekini/birey olarak kendilerine ilişkin olanı değiştirmedikçe, değiştirmez. Allah bir topluma bir perişanlık dileyince de artık onu geri çevirecek bir güç yoktur. Ve onlar için Allah'ın berisinden koruyucu bir dost da olamaz." - Rad 11

Önce kendimiz değişeceğiz, sonra etrafımızı değiştireceğiz, çabalayacağız, daha çok çabalayacağız ama olmayınca da durumu kabulleneceğiz. Peygamberler bile %100 başaramamışken, bizim başarma ihtimalimiz daha düşük bunu sakın unutma. Çabalayalım ki, ileride Allah'a mazaretimiz olsun.

"İçlerinden bir topluluk şöyle dedi: "Allah'ın helâk edeceği yahut şiddetli bir azapla azaplandıracağı bir topluma ne diye öğüt verip duruyorsunuz?" Dediler ki: "Rabbinize karşı bir mazeret olsun diye ve bir de korunup sakınırlar ümidiyle." - A'raf 164

Haydi bana eyvallah.


3 Mart 2019 Pazar

Dışlanmak Nedir

Selam.

Yahu canım blog, ah canım blog. Sana dokunmayı nasıl özledim bir bilsen. Arada bir blogumun olduğunu unutsam da...

Gelişi güzel olacak sayın okuyan ve tamamen birikmiş çamaşırlarımı dökeceğim. Dağınıklık ve fikir kopuklukları için şimdiden özür dilerim. Bir deneme misali gör bu yazımı.

Evet, dışlanmak diyorum zira fazlasıyla dışlanıyorum. Allah olmasa zaten bu hayat katlanılır bir hayat değil ama o kadar kendimden kaçmaya çabalıyorum ki, namazları bile kaç aydır tek tük kaldığım namazlarımı aksattım ama inşallah yine orucu tamamen aksatmadan tutup en azından Allah'a amel olarak bakmaya yüzüm olacak mahşerde. İbadet konusunda fazla zayıfladım, kendimin içine tüküreyim. Lakin oruç ile yeniden yoluna koyacağım inşallah ve fazlaca kararlıyım. Bu da burada dursun.

Meslek erbabı olduğum iş fazlasıyla stresli ve çok fazla "Gıybete" müsait ve menfaatçi insanlar hak getire! Onlar da beni yoruyor mesela hem de çok. Gıybetin biri bin para ve ben gıybete girmemek için 4346373 takla atıyorum ama gıybet geliyor kucağıma düşüyor. Menfaat, çıkar ve bilimum materyalist şeylerin, insanların maneviyatını esir almasından fazlaca iğreniyorum ve ben bu dünyada nefes alıyorum. Bu bile fazlaca ruhumu incitiyor.

İnsanlardan şüphe duymaktan ve septik olmaktan öylesine bıktım ki, bazen hak etmeyecek insanlara fazla üzüyorum ya da üzdüm geçmişte. Artık güvenmek istiyorum, kendi katı duvarımdan ve sorgulamanın getirdiği aşırı şüphecilikten, bazen realist olmamdan öylesine daraldım, bunaldım ve bıktım ki. Biliyorum ki öyle olmam gerek ve bundan taviz vermek de istemiyorum ama arkadaş birisine, bir insana, mümkünse de "Bir kadına" artık gerçekten arkamı dönebilmek ve güvenmek istiyorum. İnsan gibi değer görmek, kabullenilmek istiyorum olduğum gibi. 

Ben sosyal medya'da var olan ve vasıfsız insanların prim yapmasın ve onun peşinden giden boş, akıl değil ama akletme, beyinin kullanma yoksunu bireylerden de bıktım. 

Bu blogdan bile bıktım. 2-3 sene önce bu blog beni hayata motive eden şeydi. Artık bu blog bile beni motive etmiyor hayata. Çünkü cidden Kur'an ve Din hakkında yazılacak birçok şeyi elden geldiğince hiç değinilmemiş ya da az değinilmiş olanlarını dillendirmeye çalıştım.

Lakin o zaman benzer şekillerde ama farklı sokaklarda büyümüş ve yine farklı nedenlerden dolayı depresyona girip aynı şekilde "Kur'an" ile tanışmış Cemre Demirel yani Michael Sikkofield'in özentisi olmak ile itham edildim. Bu da 1-2 sene sonra beni bezdirdi, pes ettim.

Evet kendisine özendim ve onun gibi olmak istedim ama asla onun yan sanayisi, çakması olmak istemedim. Onun gibi "Ya abi Allah razı olsun sayende din ile kaynaştım." tarzı şeylere vesile olarak amel yapmak istedim. Zira okudum, araştırdım, kafa yordum ve birileri de öğrensin istedim. Lakin birçok insan ve ergenler sağ olsun ancak birilerinin çakması olduk. Bu da benim öğrendiklerimi burası ile paylaşma hevesimi katletti.

Kısacası, hayatın şu 2-3 senesinde bile birçok alanda dışlandım. Oysa birileri bana dokunsun istiyorum. Ruhumun derinliklerinde bana sevgiyle dokunsun ulan şu katı herifin altında 6 yaşında minnoş bir erkek çocuğu yatıyor. Daha ortaya çıkartabilen bir dost, bir arkadaş ve bir sevgili yok.

Kendim gibi düşünen insanlar arıyorum ama aradıkça, arayışımda her seferinde daha da büyük hayal kırıklığı ile hüsrana uğruyorum ve daha çok yoruluyorum. Benim de çok fazla ajitasyon yapacak anılarım var ama onları anlatıp size kendimi acındırmayacağım. Zira acındırmak, aciz insanın işidir.

Ben de bu hayatın bir kenarından çiçeklerle açan gök kuşağına bakmak istiyorum. Çünkü hayat şartları artık zor ve insanlar gitgide daha çıkarcı, materyalist, estetik yoksunu, sanat düşmanı, kötü, yüzeysel, vasıfsız, akletmeyen, çaba dahi sarf etmek istemeyen ve bencil varlıklar oluyorlar.

Oysa ben öğrendiklerimi insanlarla paylaşmaktan muazzam haz alan, fikir tartışmaları yapmaktan ruhsal haz alan adamken çekilmez, katı, içi nefretle dolmaya başlayan bir adam oldum.

Sevecek kocaman yüreğim var ama beni seven yok. Tabii kadınların bir çoğu için cüzdanın, tipin önemli. Düşüncelerin, karakterin, edebin, terbiyenin bir önemi yok. Açık açık seveceğim bir kadın arıyorum kendime. Zira neredeyse 2 yıl oldu ve yalnızlık haddimi aştı. Geçmişte de sevgililerim oldu sevildim, sevdim ama ruhumun derinliklerine hiç kimse erişemedi henüz. O kadar uzun birlikteliklerim olmadı ve genelde hep terk edildim, sonra da bana dönmeye çalıştılar. Ne tuhaf ama...

Gerçekten de doğru bir cümle bu. Kadınlar önce seni sen yapan özelliklerine aşık olurlar, sonra da o özellikleri senden almaya çalışırlar.

Ben çevremde az ama öz insan istiyorum ve dışlanmayı artık yüreğim, ruhum, beynim kaldırmıyor ve ince düşünmeyen vasıfsız insan sürüsüyle yaşamak dayanılmaz bir ızdırap haline dönüşüyor. Farkındalık sahibi bir insansan, ruhun daima acır bu dünyada ve bu insanlarla.

Elbette bu dünyada daha büyük nice acılar var ama herkesin acısı da kendine be kardeşim.
Benim de ruhum kanıyor, anla işte be. Umarım birilerinin yüreğine değer bu yazı da bana bir şekilde ulaşmaya çalışırlar. 

Bu arada vaktiniz olursa beni tanımak adına birçok yazılarıma göz gezdirir ve eleştirilerinizi bildirirseniz de sevinirim.

Aha bu Twitter adresim. Buradan buna ulaşabilirsin bence.

Allah'ım, ben Müslümanım ve Mü'min olmayan daha nice yolum var biliyorum. Sen beni her halimle kucaklıyorsun, şefkat, merhamet gösteriyorsun tüm dallamalıklarıma, bazı hıyarlıklarıma ve hatalarıma rağmen hem de! Sana sonsuz şükürler olsun, yalvarırım kurtar beni bu ruhsal ızdırap durumundan.Zira yine ve yeniden "Ruhumun derinliklerinde" senden başka kimsem yok ve asla olmayacak.

Çünkü sen hepimize şah damarından daha yakınsın. Herkese selam. Haydi eyvallah.

"Yemin olsun ki, insanı biz yarattık. Nefsinin ona neler fısıldadığını da biz biliriz. Biz ona, şah damarından daha yakınız." - Kaf 16

Yalvarırım beni kurtar. Çünkü şüphesiz senin her şeye gücün yeter. Bütün ayetlerini çok seviyorum ama hayatıma daha çok dokunan ayetlerin bunlar benim zaten sen içimi de biliyorsun. 

Bu ayetlerinde olduğu gibi daima bana yardım et ve senin yardımını bana amellerimle, çabalarıma senin rahmetini, dostluğunu, yardımını bana hak edebilmeyi bir ömür nasip eyle. Amin.

"Allah size yardım ederse hiç kimse size galip gelemez. Eğer sizi yüzüstü bırakırsa O'ndan başka size kim yardım edebilir? Artık müminler yalnız Allah'a güvenip dayansınlar." - Ali İmran 160


"Allah sizin düşmanlarınızı daha iyi bilir. Dost olarak, Allah yeter. Yardımcı olarak da Allah yeter." - Nisa 45

28 Haziran 2018 Perşembe

Delikanlı Olmak

Selam blog. Nabersin? Ben mi, bıraktığından bir tık daha kötüyüm ama biliyorsun bu benim her zaman olduğum ruh halim.

Ben de seni özledim merak etme. Zaten beni özleyen bir tek sensin.

Hey, okuyan! Sana da selamın aleyküm, sana da merhaba. Bu yazıda biz bizeyiz, gel.

Bu yazıyı spontane yazıyorum bu arada. Saçmalarsam aldırma tamam mı? Tamam ise, gel buraya delikanlı insan!

Delikanlı demişken, bu aralar ortalıkta pek "Delikanlı" yok ya. Delikanlı dediysem, cinsiyetçi algılama. Delikanlı insan olur, adam olmaz. Kadınlar da gayet delikanlı olabilir istedikten sonra.

Eskiden ben" Delikanlı" olmayı iyi bir şey zannederdim ama şöyle. Büyüklerin bana "N'aber delikanlı" derken daha 5-6 yaşında sümüklü bir bebeyken, "Ulan herhalde güzel bir şeyler diyorlar galiba." tribine girer ve gereksiz çocukça salak salak gururlanırdım.

Harbiden salakmışım biraz yalnız ehehe.

Neyse, konu dağılıyor goygoy yapacağım diye. Delikanlı insanı çok özlüyorum. Tavrı delikanlı olan insana olan açlığım uzun zamandır sürüyor. Çünkü delikanlı diye geçinen çoğu kişi, aslında en büyük riyakarlıkları yapan tipler.

Oysa insan delikanlı olmalı biraz. İçinden ne geçiyorsa onu yapmalı ve onu söylemeli. 

Ben delikanlı insanı çok özledim abi. İş yerinde sana başka, başkalarına başka konuşan delikanlı değil.

Sırf seni aşağıya çekmek adına argümanına argüman sunmak yerine zaaflarına, karakterine laf atanlar delikanlı değil.

Yaptığı her güzelliği gözüne sokarcasına sana göstermeye çalışan insan delikanlı değil.

Otobüste yaşlılara yer veren ama sokakta kadın dövüldüğü zaman, toplumsal olaylara duyarsız kalanlar delikanlı değil.

Elinde tesbih, nargile cafelerde sürten ve hayat görüşü belli özlü cümlelerden oluşan tipler hiç delikanlı değil.

Dini "Cuma'dan Cuma'ya" zannedenler delikanlı değil.

Dini "İstismar edenler, ayetleri para, rant, güç, iktidar, başkanlık, şöhret" için satanlar delikanlının bir "D" harfinin milimetresi bile değil.

Menfaati uğruna canını verecek her tip delikanlı değil.

Az delikanlı olun oğlum, az delikanlı olun kızım.

Birazcık olun lan. Aşkınızda, sevginizde, işinizde, arkadaşlarınıza, ailenize ama en önemlisi Allah'a karşı delikanlı olun.

Az Deniz Gezmiş olun, az Hasan Tahsin olun, az Mahir Çayan olun, az "Mü'min" olun ya da olmaya çabalayın, debelenin.

Benim sizden tiksinmemi geçin, kendiniz için olun!

Buna da Allah'a karşı "Samimi" ve "Delikanlı" olarak başlayın. Çünkü ilahına, tanrısına ve rabbine karşı riyakar olan, topluma ve en sevdiklerine karşı hayli hayli riyakar olur. Ondan hayır da gelmez zaten. Uğraşına yazık, zamanına yazık.

Herkes'den ve her şeyden evvela, Allah'a karşı delikanlı ol!

Çünkü "İblis'in" yanıltamayacağı tek kullar "Delikanlı" kullardır.

"Yemin olsun, biz insanı; kuru çamurdan, değişken, cıvık bir balçıktan yarattık.
Cini/İblis'i de daha önce kavurucu ateşten yaratmıştık.
Hatırla o zamanı ki Rabbin meleklere, "Ben, kupkuru bir çamurdan, değişken, cıvık balçıktan bir insan yaratacağım." demişti.
"Onu, amaçlanan düzgünlüğe ulaştırıp öz ruhumdan içine üflediğim zaman, önünde hemen secdeye kapanın."
Meleklerin tümü, toplu halde secde ettiler.
İblis müstesna. O, secde edenlerle beraber olmaya karşı çıktı.
Allah dedi: "Ey İblis! Sana ne oluyor da secde edenlerle beraber olmuyorsun?"
Dedi: "Kuru bir çamurdan, değişken, cıvık bir balçıktan yarattığın bir insana secde etmek için var olmadım."
Buyurdu: "Öyleyse çık oradan, çünkü kovuldun."
"Din gününe kadar üzerinde lanet var."
Dedi: "Rabbim, onların diriltileceği güne kadar bana süre ver."
Buyurdu: "Hadi, süre verilenlerdensin."
"Bilinen vaktin gününe kadar..."
Dedi: "Rabbim! Beni azdırmana yemin ederim ki, yeryüzünde onlar için mutlaka süslemeler yapacağım ve onların tümünü kesinlikle azdıracağım."
"İçlerinden riyaya sapmamış, samimi kulların müstesna."
Buyurdu: "İşte bana varan dosdoğru yol budur."
"Benim kullarım aleyhine senin elinde hiçbir güç/kanıt olmayacak. Azgınların seni izleyenleri müstesna."
Cehennem onların tümünün şaşmaz buluşma yeridir." - Hicr 26-43

İblis "Delikanlı" olanlara ben gol atamam diyor. Allah da onu aynen tasdikliyor yukarıda gördüğün gibi. 

Delikanlı olmak istiyorsan ya da artık olmam gerek diyorsan öncelikle Kur'an okuyarak ve dini sadece Allah'a özgüleyerek başla!

Delikanlı olmak zor bir iştir ama mükafatı büyüktür. Vicdanın her konuda rahattır. Çünkü kimseye yamuğun, yanlışın ve samimiyetsizliğin olmaz hele hele yüce Allah'a karşı!

Delikanlı olmak istiyorsan, buna Kur'an ile başlamalısın. Rabbine yönelerek başlamalısın. Çünkü düşmanın bile "Delikanlı" olanı makbuldür.

Delikanlı olmak istiyor musun? İstiyorsan aşağıdaki ayetleri oku ve sonra eline bir Kur'an alarak, delikanlı olma yolunda ilk adımı atabilirsin.

Haydi kalk bu riyakarlık ve samimiyetsiz örtüden de, delikanlı olmaya önce kendinden ve Allah ile olan ilişkinden başla.

Allah'ına samimi olmayanın, kimseye samimiyetli ve delikanlılığı olmaz.

"Ey giysisine bürünüp kenara çekilen!
Kalk da uyar!
Rabbinin yüceliğini duyur!
Temizle giysilerini!
Uzaklaştır kendinden pisliği!
Çok bularak başa kakma yaptığın iyiliği!
Ve yalnız Rabbin için dayanıklı kıl benliği!" - Müddessir 1-7

Bence başarabilirsin, haydi eyvallah.

Selam.

5 Nisan 2018 Perşembe

Bıktım

Bildiğin bıktım lan. Vallahi bıktım. Birçoğunuzdan tiksiniyorum, iğreniyorum. Bana uzak olun, Allah'a da uzak olun. Zira Allah'a ben yakın olmak istiyorum.

Aynı mahallede enfes almayalım lan sizinle, aynı kaldırımdan asla yürümeyelim. Ben paşa torunu olduğumdan değil beni hıyarın tekiyim de sen çok boşsun.

Aşırı vasıfsızsın bir kere. Bencil bir orospu ya da orospu çocuğusun. Annenizde suç yok ha, siz direkt o kıvama gelecek kadar büyük orospu ya da orospu çocuğusunuz. Sövüyorum çünkü artık sövülmeden anlatılmıyorsunuz. Beni bu şekilde kimse de dinlemeyeceği için, ben de burada sövüyorum. Aslında sövmek de değil bu, gerçekleri söylemek sadece.

1- Bencil insanlardan bıktım. Burada kastım normal bir bencillik değil, aşırı ve müthiş bir bencillikten bahsediyorum. Yoksa bir yere dek bencil olman lazım zaten. 

2- İnsanlara kaygısı düşük yavşaklardan bıktım. Ben bile insanların çoğundan tiksinsem bile, bazen başkalarına bir yerlerde muhtacım mutlaka. Ben bunu biliyorum ve zaman zaman onları bile kazanmaya çalışıyorum. Senin gibi götüm 35 metre havada değil.

3- Materyalist şeylere değer veren beyinsizlerden, hele özellikle buna bakan kadınlardan feci bıktım. 

4- İnsanların boş vizyonlu oluşundan ve vasıfsız yaşamlarını bana da bulaştırmaya çalışmalarından bıktım.

5- Aşırı ruhsal yalnızlıktan bıktım. Ulan aynı frekanslarda paylaşım yapacağım "1 İnsan" yok.

6- Senin boş varlığından ve boş varlığına, sikik ve boş anlamlar yüklemenden bıktım.

7- Samimiyetsiz ve dengesiz karaktersizlerden bıktım.

8- Beynine değil de tipine yatırım yapanlardan bıktım.

9- Başkasına taparcasına itaat eden ergenlerden bıktım.

10- Rammstein sevmeyenler ve sevmeyip üstüne tonla laf edenlerden bıktım.

11- Tutarsız gevşeklerden bıktım.

12- Özeleştiri yapmayan ve yapmaktan yoksun olan her insandan bıktım.

13- Birbirini dinlemeyen, anlamaya çalışmayan ve umursamayan herkesten bıktım.

14- İlk 13 Maddeden herhangi biriysen, senden de bıktım amına koyayım.

Zaten yazınca okumuyorsunuz, ben de anlatacak kimsem olmayınca, beni sikleyen kimsem olmayınca derdimi buraya kusayım dedim.

Galiba yenilmeyi seviyorum ben. Her seferinde yenileceğini bile bile gene de aynı maça aynı umut ve ümitle, belki yenerim diye çıkıyorum ama gene yeniliyorum.

Alayınıza tek yetemem. Bu dallamanın da bir limiti var. Ruhum fazlasıyla tükendi, bu insanlardan zaten bir halt olmaz. Ne olur yardım et sen ey yüce Allah'ım!

Burada boş boş sövdüm ama biliyorsun sadece içimi boşaltmak için sövüyorum. Deşarj olayım diye, kalbimi ve şu an yazarken bile ruhumun nasıl rahatlayıp, son 1-1.5 yıldır ruhumun nasıl tükendiğini biliyorsun.

Sen bana yardım et. Birçok acıyı kaldırdık, bunu da mı kaldırırım dersin? Sen kuluna kaldıramayacağı yükü vermezsin. Ne olur bana kaldırabileceğim bu yükten kurtulmama ve çözmeme yardım et, lütfen.

Bu insanlar olmasa da, en çok sana muhtacım. Birçok konuda duamı kabul ettin, ne olur bunda da et Allahım! 

En çok yarattıklarından bıktım. Sen bana bu bıkkınlıklara karşı güç ver. 

Bıktım Allah'ım, bıktım. 

Yalvarırım yardım et. Çünkü senin her şeye gücün yeter.


16 Mart 2018 Cuma

Samimiyet

Selamın aleyküm ya da selamun aleyküm. Sen hangisini alırsan artık sayın okuyan. Yazmayalı epey oldu yahu! 

Çünkü yazmaya ruhsal bir enerjim de kalmadı. Yazacak konu da çok kalmadı. Arada yeni okuyan insanlara bir şeyleri gösterdiğime dair birkaç mesaj aldım bu beni mutlu etti. O mesajları atana sonsuz teşekkürler. Bir yerlerde bu hıyar ağası bir işe yaradıysa ne mutlu bana ehehe.

Bu yazıda yazacak fazla bir şey yok. İzin günümde evdeyken aklıma esti blog. Tamamen spontane gelişti bu yazıyı yazma fikri. Okuyanlara da 26 yıllık hayatımdan biraz öğütler vereceğim. Hani olur ya "Mevlana'nın 7 güzel sözü." tadında.

Aynen öyle şeyler yazıp bırakacağım sadece. Bazılarına ben tamamen uyuyorum, bazılarına da halen tamamen uyamasam da uymaya benim de çabaladığım ve eksikliklerimi gidermeye çalıştığım şeyler bunlar. Millete konuşup, kendisi yapmayan tiplerden iğrenir ve tiskinirim. Tiksinmek değil tiskinmek bu arada. İnanmıyorsan, aha TDK dayıya sorabilirsin kardeşim. 

Yaşım kadar öğüt yapacağım bu arada. Yaşımdan fazlası haddimi aşmak olur. Şu anda da haddimi aşıyor muyum bilmiyorum ama...

1- Celaleddin Rumi denen şarlatana sakın uyma. 

2- Yunus Emre'ye de kapıyı göster. Eğer ola ki bacadan girerse ölümüne dövmek serbest.

3- Ahmet Yesevi'ye gülüp geç. Ciddiye alırsan değmez çünkü.

4- Rashad Khalifa, Hasan Mezarcı vb. "Mehdi, Resul, Misak Elçisi" olanlara inanma. Çünkü wrong way! Yani yanlış yol çocuğum evladım. Biz bunları bu blogda hep anlattık. 

5- Hiçbir "Din simsarına" aldanma. Başkan olsa bile, anladın sen onu. 

6- Derhal gidip bir Yaşar Nuri Öztürk meali edin ve aklederek oku.

7- Helal ye, haramdan dörtnala kaç! Bir de mutlaka bir yerlere infak et. LÖSEV olur, AKUT olur, TEGV olur ama yap bir şeyler! 30-50 ne yaparsan gücün yettiğince. Sokaktaki dilenen duygu sömürüsü yapan şerefsizlere yedireceğine cidden ihtiyacı olanlara gitsin. 

8- Daima herkesi ve her şeyi sorgula. Septik dürtünü asla öldürme. Hayatın anlamına bulmaya odaklan.

9- Mutlaka ibadetleri elinden geldiğince yapamaya çalış ve arada Kur'an oku ki haddini bil her seferinde.

10- Bu hayatta mutlaka kendine ve herkese "Objektif" olmayı öğren.

11- Karakterini asla hiçbir şeye değişme ve satma. İnsanların saf ve masum duygularıyla asla oynamaya kalkma. Daima merhametli ve vicdanlı ol ama hak edenlere tabii ki. 

12- Erkeklerden de uzak dur ama kadınlardan 458464 kere uzak dur.  Zira bu devirde sevilecek çok az "Adam ve Kadın" var. 

13- Dinini, duanı, sevabını ve infağını asla kimsenin başına kakma. Bir elin verdiğini, mümkün mertebe diğer el asla görmesin.

14- Daima samimi ol ve içten ol. Riyakar bir karaktersiz olma. 

15- Sakın bu blogun yazarıyla tanışmaya kalkma. Tanışırsan seni ham yapar, sokaktakilere sorarsan beni, benden hiç iyi bahsetmezler. Eh bende de var biraz dallamalık.

16- Daima inandığın doğruları söyle ve hatalarınla yüzleş. Eleştirileri hazmet ve eleştiri kaldırabilen bir birey ol.

17- Her gün sık sık "Rammstein" dinle. 

18- Daima kendine yatırım yap. Sadece kendine yatırım yap. Gücüne değil, şahsiyetine yatırım yap.

Her aşk bir gün biter, hatıralar kalır. Kimi seversen sev, hep hatırlatır. Ulan ne diyorum ehehe. Tamam be, geyik yaptık. Bunu saymıyorum.

19- Hayatının hiçbir evresinde bir Ateist/Deist/Agnostik ile "Din" tartışma. Tamamen zaman israfı çünkü. Çoğu kibirli ve dediğim dedik.

20- Yine kadınlardan uzak dur. Erkeklerden de bilahare uzak dur. 

21- Yolun, rotan ne olursa olsun delikanlı ve tutarlı ol. Gemiyi asla terk etme.

22- Kafanı boşaltmak harici ya da hobi, eğlence harici asla boş işlerle uğraşma. Zaman bir lükstür. Çünkü asla geri dönüşü yoktur. 

23- Arada bu bloga gelip bir su dök ya da birilerine okut. Birilerini hakikati göstermende senin de tuzun olsun corç duydun mu beni? 

Arka sıra, kime diyom la ben. Vallahi tahta kalemini yiyecen kafaya. Dinle burayı! 

24- Sadece Allah'a secde et ve sadece ona teslim ol. Yaratılan herhangi bir kavrama, güce değil! Allah'a kul ol sadece. Bir de sSabretmeyi öğren ve çabala. Unutma ki önce çaba, sonra tevekkül.

25- Her görüşün "Bağnazı ve yobazından" kaç. Açık fikirli olanıyla daima arkadaş, dost ol. O dost, sana çok şey katacaktır. İnancı, hayat görüşü ne olursa olsun sana bilmediklerini öğretir zaman zaman. 

26- Allah'a daima şükret ve hiçbir zaman nankörlük etme. Unutma ki Allah her zorluğun yanında kolaylığını da verir. Onu 3 günde de görmek sana kalmış bir şey, 3 yılda da. 

Uyarsan da kendine, gülüp geçersen de kendine. Zira herkesin hesabı da, sınavı da, hayat hikayesi de gerçekten kendine

Haydi eyvallah.

18 Aralık 2017 Pazartesi

Cennetin En Güzel Vaadi

Selamın aleyküm. Bugün size cennetin en güzel vaadini söyleyeceğim.

Cennet, zaten başlı başına hayal ettikçe bile mutluluk veren bir şey. Çünkü her şey mükemmel ama evvela onu hak etmek gerek. Ameller işlemek, ibadetler etmek gerek ve büyük günahlardan uzak durmak gerek Zina gibi, Alkol gibi, Haramların hepsinden uzak durmak gibi ve hep çalışmak gerekli.

Cennette nice vaatler var. Mesela "Hizmetçi, her istenilen şeylerin olması, güzel ve leziz içecekler ve yiyecekler, güzel tahtlar" gibi ama en güzeli o değil. Cinsellik varsa o bile değil. Malum bizim insanın aklının yeri belli. Cinsellik de bir duygu işte yaşamayanlar bile bunu hayatının anlamı yapıyor bu ülkede. 

Ben de yaşamadım ama yaşayınca da hayatımda hiçbir şeyi değiştirmeyeceğinin farkındayım. Çok kafa patlatmak yersiz bu konuya. Patlatan gençler var yani görüyoruz. Ama onlara kızamayız zira anne babalarının bile aklı oraya çalışıyor sadece. Ancak domuz gibi ürüyorlar. Bu çocuk "Nasıl yetişir, Nasıl iyi çocuk olur?" diyen pek yok. Ver eline tableti geç, ver eline telefonu geç.

Sonra da sonucu biliyoruz işte nesil gitgide salaklaşıyor. Derinlemesine düşünmekten uzak oluyor, sorgulamaktan uzak oluyor, gördüğü her şeye inanıyor ve internetin ilüzyon dolu dünyasında kayboluyor. Onlara eline tabletleri vermek değil mesela. Mesela o tableti eline vermeden önce o çocuğa "Doğru ile yanlışı, gerçek ile sahte olanı" ayırt edebilme bilincini aşılayabilmek ve internette 10 saat geçiriyorsa bunun 4-5 saatini faydalı işlere ayırma bilincini verebilmek. Elbette boş işlerle kafasını da dağıtmalı ama tüm vaktini boş işlere harcarsa, maalesef ülkedeki nice boş beyinden birisi oluyor. 

Boş beyinli insanlar da daima sizlere boş sözler söyler. Bu ülkede bundan çok fazla var ya da az bilen ama çok biliyormuş gibi satmaya çalışanlar da var. Son 1.5 senedir net gözlemim ülkede herkes "Dini Ulema" oluyor başımıza maalesef. Elbette görüş beyan edebilir ama bunu bilirkişi edasıyla yapıyor, öz eleştiri yok, benim yanılıyor olabilirim düşüncesi yok, bu blogda zaman zaman ben bile onlarca kez yanılmışımdır. Bazı yazılarımda okuyanlar yorumlarda bazen de özelden yazım hataları, ayet hakkında başka bir bakış açısıyla yanıldığımı gösterenler oldu. Hepsine buradan tekrar teşekkür ediyorum.

Ben bu blogda hep diyorum. Beni de sorgulayın, açın Kur'an'dan bakın "Ya bu Berk böyle diyor Kur'an'da var diyor ama elimde mealde diğer ayetlerde durum nedir, buna ters midir?" diye sorgulayın. Herkesi ve her şeyi sorgulayın. Septik yani şüpheci olmak iyidir ama aşırısı da fazla zararlıdır. Dengeyi kurmak gerekli vesselam.

Misal bu yazıyı yazarken bu haberi gördüm. Boş kesim ya da bildiğini zanneden kesim derken bunu kast ediyorum. Tamam bu eleştirdiğim kesim elbette cinayet işlemez ama kimisine işte böyle eğitim bile yetmiyor ya, işte bu kesime de yetmiyor. Diploma size sadece makam ve mevki verir. Derinlenemesine düşünme yeteneğini zamanla maalesef kendiniz kazanmak zorundasınız.

En eğitimlisi bile boş boş konuşup beni çıldırtabiliyor. İnsanların aklıyla alay etmeyin artık! Yaşım arttıkça bu konuda daha da tahammülsüz hale geliyorum. Zaten tahammül de edemem yani. Bile bile insanları salak yerine koymanın manası yok.

Mesela bu videoyu izleyin. Nefes hocası bile bu ülkede sürdürdüğü "Sözdebilim" sayesinde kafası karışık insanları çok güzel sömürüyor ve insanlara yalanın kralını, gözlerine baka baka söyleyebiliyor. 

Sözdebilim nedir size hemen izah edip yazımı bitireyim. Sözdebilim nedir?

1- Bilimsel metotlara asla dayanmaz ama bilimsel gibi görünür.
2- İçi boş kavramları, bilimsel kavramlarla harmanlayarak kendince bir terminoloji yaratır.
3- Akademik hiçbir vasfı ve değeri yoktur.
4- Ticari amaç güder hepsi. 
5- Verilerinin temel kaynağı iddialardır. 

Ülkenin major haber kanallarının birisine işte böyle "Boş, beleş" insanlar saatlerce arsızca konuşturuluyor. Buna da "Entellektüel" kisvesi veriliyor üstelik. Hoş bu ülkede Astroloji'ye bile bilim diyenler varken, ne bekleyebilirim ki.

Astroloji'ye bilim diyenlere Astronomi öğrencilerinin bir akademik esprisini söyleyeyim. Astronomi bilimlerin anası ise eğer, Astroloji onun orospu olmuş kızıdır. Bu tip sözdebilimlere asla aldanmayın.

Bilimlerin harbi atası ise Felsefedir. Ondan sonra da Kimya, Fizik, Matematik gelir. Sosyoloji, Psikoloji ise sordukları sorularla 17-18. yüzyıllarda kimliklerini Felsefe'den ayırarak kendilerine yepyeni bir kimlik kazandırarak bilim olmaya hak kazanmışlardır ama kökleri kuşkusuz Felsefe'ye dayanmaktadır. Böyle bilgiler de vereyim sizlere cebinize dursun. Bilmemek değil, öğrenmemek ayıptır.

İşte böyle böyle boş insanların sözlerine TV'den, boş yetişen neslin aptallıklarına Facebook, Twitter, sözlükler ve birçok yerden öyle maruz kalıyorsun ki. 

Sonra senin için cennetin en güzel vaadi bu söz haline geliyor. Düşünmesi bile her vaat içinden daha da muazzam! 

Elbette Allah'ın Cenneti vaadi bile muazzam ama bazı vaatler daha da güzeldir kimisine göre ve daha da ilgisini çeker ya. Benim için de öyle oldu ve gün geçtikçe bu vaat beni daha da cezbediyor!

"Orada ne bir boş söz duyarlar ne de bir yalan." - Nebe 35

"Ne boş bir laf işitirler orada ne de günaha sokacak bir şey." - Vakia 25

"Hiçbir boş söz işitmez orada," - Gaşiye 11

"Orada boş lakırdı değil, yalnızca "selam" işitirler. Orada kendilerinin sabah, akşam, rızıkları da hazırdır." - Meryem 62

Hayali bile muazzam! Yapaylıklar, riyakarlıklar, boş insanların başına "Bilirkişi" kesilen ve kompleks içinde bilgisini ispat etme çabasında olan sözler, hiçbirisi yok be! 


Hiçbir boş söz yok. Bu yüzden, sen ne büyüksün Yüce Allah'ım! Her vaat muazzam ama en muazzam vaat kesinlikle bu. İnşallah vaadini hak edecek bir Mü'min olurum yüce Allah'ım!

Cennettin en güzel vaadi, işte budur. Ne hizmetçi, ne temiz meyve, ne temiz içkiler, ne köşkler, ne mülkler, hiçbirisi.

Şüphesiz bunlar da harika şeyler ve herkesin isteyeceği şeyler ki ben de isterim elbette ama bana göre en güzel vaat, Allah'ın rızasını, hoşnutluğunu kazanmış olmak, başarmış olmak ve hiçbir boş, cahil, riyakar insandan hiçbir boş lakırdı işitmeyecek olmak! 

Haydi eyvallah.

Selam.

30 Kasım 2017 Perşembe

Herkese İtirafımdır

Selamın aleyküm. Ben Berk, yaşım 25. Sert bir sonbahar gününün, Cuma sabahına doğmuş bir insan evladıyım ve insanlar zaman zaman yanılırlar değil mi?

İşte ben de yanıldım. Bu yüzden herkesden özür dilerim. Bugün size çok ciddi bir itiraf yapacağım.

Evet, hadislerde dinin kaynağıdır! Bunun için hepinizden özür dilerim ama bu gerçeği artık kabullendim.

En kısa zamanda da Nurcularla irtibata geçeceğim. İsmailağa'da olur. Muhammed'in miraca çıktığını artık kimse inkar edemeyecek. 

Bekleyin beni ey Ehli Kur'ancı sapıklar! Ben geliyorum...

Bugüne dek hep "Hadisleri" reddettim. Ehli Kur'an oldum. Ancak gerçekten büyük bir hata yapmışım. Bugün "Hadis" kelimesinin kökenine indiğimde çok derin bir hikmet ve fazileti fark ettim. Herkesin de bunu bilmesini istiyorum.

Biz bunca ay, bunca gün "Boşu boşuna" Hadislere karşı çıkmışız! Allah bile hadislerden yana! Evet yanlış duymadın. Allah bile bundan yana. Kur'an ile bunu ispat edeceğim. 

Kütüb-ü Sitte'nin hikmetini daha yeni fark ettim. Allah bile Kur'an'da "Hadis" diyor. 10 ayet okuyarak başımıza alim oluyor herkes! 

Lafı fazla uzatmayacağım ne desem boş. Allah beni affedecek inşallah. 

"İşte bunlar, Allah'ın ayetleridir ki, onları sana hak olarak okuyoruz. Hal böyle iken Allah'tan ve onun ayetlerinden sonra hangi hadise/söze inanıyorlar?!" - Casiye 6

Bu da Arapçası ;

"Tilke âyâtullahi netlûhâ aleyke bil hakkı, fe bi eyyi hadîsin ba’dallâhi ve âyâtihî yu’minûn(yu’minûne)." - Casiye 6

"Artık bundan sonra hangi hadise/söze iman edecekler?" - Mürselat 50

Bu da Arapçası ;

"Fe bi eyyi hadîsin ba’dehu yu’minûn(yu’minûne)." - Mürselat 50

"Göklerin ve yerin melekutuna, Allah'ın yarattığı herhangi birşeye bakmadılar mı; ecellerinin gerçekten yaklaşmış olabileceğini düşünmediler mi? Peki, bu Kur'an'dan sonra hangi hadise/söze iman ediyorlar?" - A'raf 185

Bu da Arapçası ;


"E ve lem yanzurû fî melekûtis semâvâti vel ardı ve mâ halakallâhu min şey’in ve en asâ en yekûne kadıkterebe eceluhum, fe bi eyyi hadîsin ba’dehu yu’minûn(yu’minûne)." - A'raf 185

Bak, Kur'an'da "Hadis" geçiyor demek ki, Hadis-i Şerifleri boşlamayacağız ey ümmet!

Bu arada bu yazının içine gizli bir uygulama yerleştirdim. Bu uygulama google geçmişinize bakarak size "Burcunuzu" tespit ediyor. Bu uygulama herkesde farklı çıkıyor. İnanmayan arkadaşıyla deneyebilir. 

Bu sonuca sizin burcunuz : Balık! 

Çünkü Kur'an muazzam bir kitap! Allah sana bile cevap vermiş sevgili Hadisçi! 

Balıklar da güzeldir bu arada. Hele bir "Sazan türü" var tam senlik biliyor musun? Bence bilmiyorsun. Öğrenimş oldun. Sazanlar güzeldir hele Kasımda bşaka bir 


Sakın bana "Ama Hadis zaten söz demek" diye gelme. Kur'an'da söz anlamında onlarca ayette "Kavl" kelimesi kullanılmıştır. İspatını da yapacağım.

"İddet bekleyen kadınlara evlenme isteğinizi dolaylı yoldan anlatmanızda veya böyle bir şeyi içinizde saklamanızda sizin için hiç bir günah yoktur. Allah bilmiştir ki, siz onları mutlaka anacaksınız, unutmayacaksınız. Bu sırada onlarla, örfün normal göreceği sözlerle konuşma dışında gizli bir buluşma için anlaşmayın. Ve zorunlu olan süre doluncaya kadar nikahı bağlamaya girişmeyin. Bilin ki Allah, benliklerinizin içindekini bilir. O'ndan sakının. Ve bilin ki Allah çok affedicidir, çok yumuşak davranışlıdır." - Bakara 235

Bu da Arapçası

"Ve lâ cunâhe aleykum fîmâ arradtum bihî min hitbetin nisâi ev eknentum fî enfusikum, alimallâhu ennekum se tezkurûnehunne ve lâkin lâ tuvâıdûhunne sirran illâ en tekûlû kavlen ma’rûfâ(ma’rûfen), ve lâ ta’zimû ukdeten nikâhı hattâ yeblugal kitâbu eceleh(ecelehu), va’lemû ennallâhe ya’lemu mâ fî enfusikum fahzerûh(fahzerûhu), va’lemû ennallâhe gafûrun halîm(halîmun)." - Bakara 235

Söz kısmında bak ne geçiyor? Kavl kelimesi. Bu seni tatmin etmezse aşağıya direkt arapça birkaç ayet daha atıyorum ve sonra geçen tüm ayetleri de aşağıya yazıyorum. Tek tek kontrol edebilirsin. 

"Kavlun ma’rûfun ve magfiretun, hayrun min sadakatin yetbeuhâ ezâ(ezen), vallâhu ganiyyun halîm(halîmun)." - Bakara 263

"Ellezîne yestemiûnel kavle fe yettebiûne ahsenehu, ulâikellezîne hedâhumullâhu ve ulâike hum ulûl elbâb(elbâbi)." - Zümer 18

"Tâatun ve kavlun ma’rûfun, fe izâ azemel emru, fe lev sadekûllâhe le kâne hayran lehum." - Muhammed 21

"Yâ nisâen nebiyyi lestunne ke ehadin minen nisai inittekaytunne fe lâ tahda’ne bil kavli fe yatmaallezî fî kalbihî maradun ve kulne kavlen ma’rûfâ(ma’rûfen)." - Ahzab 32

"Ve lâ tu’tûs sufehâe emvâlekumulletî cealallâhu lekum kıyâmen verzukûhum fîhâ veksûhum ve kûlû lehum kavlen ma’rûfâ(ma’rûfen)." - Nisa 5

"Ve izâ hadaral kısmete ulûl kurbâ vel yetâmâ vel mesâkînu ferzukûhum minhu ve kûlû lehum kavlen ma’rûfâ(ma’rûfen)." - Nisa 8

Diğer söz anlamında "Kavl" geçen Ayetler ; Nisa 63 ve 148, En'am 112, İbrahim 27, Hacc 24, Enbiya 110, Hacc 30, Secde 13, Yasin 7 ve 70, Saffat 31, Zümer 18, Kaf 29, Zariyat 8, Mücadele 2, Mümtehine 4, Hakka 40 ve 41, Tekvir 19 ve 25, İsra 23, 28 ve 40, Taha 44, Müzzemmil 5

Tek tek arapçasını açıp kontrol edebilirsin bu ayetlerin.

Bu ayetlerde "Kavl" geçerken, neden bu 3 ayette "Hadis" geçiyor oturup düşündün mü? Hayır. Öyleyse bence otur bir düşün!     

Ha, bu arada. Peki ben hangi "Hadise" inandığımı söyleyeyim mi? İşte buna!

"De ki: "Ey Ehlikitap! Allah, yaptıklarınıza tanıklık ederken, Allah'ın ayetlerini neden inkâr ediyorsunuz?" Şunu da söyle: "Ey Ehlikitap! Neden iman edenleri Allah yolundan alıkoyuyorsunuz? Gözünüzle gördüğünüz halde, Allah yolunu neden çarpıtmak istiyorsunuz? Allah, yaptıklarınızdan habersiz değildir." Ey iman edenler! Kendilerine kitap verilenlerden bir zümreye boyun eğerseniz sizi, imanınızdan sonra kâfirler haline getirirler. Allah'ın ayetleri size okunuyor, Resulü de aranızda; peki, nasıl küfre sapıyorsunuz? Kim Allah'a sarılırsa dosdoğru yola iletilmiştir o... Ey iman edenler! Allah'tan, kendisinden korkmaya yaraşır biçimde korkun. Müslümanlar olmanın/Allah'a teslim olmanın dışında bir hal üzere sakın can vermeyin. Hep birlikte Allah'ın ipine yapışın, fırkalara bölünüp parçalanmayın; Allah'ın üzerinizdeki nimetini hatırlayın. Birbirinizin düşmanı idiniz, Allah kalplerinizi uzlaştırıp kaynaştırdı da O'nun nimeti sayesinde kardeşler haline geldiniz. Ateşten bir çukurun kenarında idiniz; sizi oradan kurtardı. Allah size ayetlerini bu şekilde açıklıyor ki, doğruya ve güzele yol bulasınız. İçinizden hayra çağıran, doğruluk ve güzelliği belirlenene özendiren, kötülük ve çirkinlik belirlenenden sakındıran bir topluluk olsun. Kurtuluş ve zafere erenler işte onlardır. Kendilerine açık-seçik kanıtlar geldikten sonra, çekişmeye girip fırkalar halinde parçalananlar gibi olmayın. Böyle olanlar için çok büyük bir azap vardır." - Ali İmran 98-105 

Haydi eyvallah. Selam.