8 Haziran 2016 Çarşamba

Kabir Azabı Var Mıdır?

Merhaba dostlar. Bugün daha edepli olacağım, çünkü nacizane ciddi bir tespit ile karşınızdayım. 

Öncelikle bizlere aktarılan Kabir Azabı nedir ona bakalım..

Kabir Azabı ; 




Vatandaşı dinlediniz ve kim olduğunu çok net biliyorsunuz kendisinin. Bir kere verdiği ifadelere tek tek göz atalım ;

E bunlar neye dayanarak var diyor, savundukları 1-2 ayet var sadece o da zorlama bir anlam. Kasarak anlam çıkarmaktadırlar. Allah o ayette ne buyurmuş bakalım ;

" Allah, o adamı ötekilerin kurdukları tuzakların kötülüklerinden korudu. Firavun ailesini azabın en beteri kuşattı. Sabah-akşam, ateşe arz olunurlar. Kıyamet koptuğu gün de şöyle denir ; "Firavun ailesini azabın en şiddetlisine sokun! " Mümin suresi, 45 ve 46. Ayetler

Tek sığınağı bu değildir, diyenler olacaktır. Bakalım beyimiz köşe yazısında zamanında ne demiş ; Buyrun 


Bakın paylaştığım ayetten başka ayet var mı? Hep bilmem kim rivayet etmiş, geçeceksin rivayetleri hoca! 

Şimdi, videodaki sıradan gidelim. Münker ve Nekir meleklerinden söz ediliyor ama Kur'an'da ikisinin adı bile geçmez! Bak şu linke ; Buna bakcan hacı.


Hep bilmem kimin rivayeti ve kulaktan dolma bilgilerle günümüze gelmiş. Ulan ben, 3 yıl önce ne yediğini unutuyorum ve cevap vereceksem de sallıyorum. 1400 yıl öncesinden mi sallanmamış olacak anasını satayım. Bittabii sallayacaklar! 1400 yıl ulan, 14 Asır! 

Direkt tam kelime olarak " Kabir Azabı " bile geçmez. Cennet ve Cehennem direkt adlarıyla 100'den fazla defa geçmişken, bu işte bir terslik yok mu? Var ulen. Var, oku aşşağıyı da tersliğin tillahını göreceksin! 

Öncelikle Yüce Allah bu kitapta bize hiçbir şeyi noksan bırakmadığını 1'den fazla ayetlerle buyuruyor ;

"Biz bu Kitap’ta, herhangi bir şeyi ne eksik bıraktık ne fazla yaptık. Onlar, sonunda Rableri önünde hasredilirler." - Enam 38

28- "Yemin olsun, biz bu Kuran’da, insanlar için her benzetmeden nice örnekler sıraladık. Ama insanların çoğu inkâr ve nankörlükten başka bir şeyde diretmediler. " - İsra 89

29- "Allah size Kitap’ı ayrıntılı kılınmış bir halde indirmişken, Allah’ın dışında bir hakem mi arayayım?" - Enam 114


30- "Gerçek şu: Bu Kuran sana ve toplumuna elbette ki bir hatırlatıcı/bir düşündürücü/bir şeref/bir öğüttür. Bu kitaptan sorumlu tutulacaksınız." - Zührüf 44

Demek ki bu kitapta eksik yokmuş ama haydi Kabir Azabı niye rivayetlerden varsayalım. Bakalım onlarda ne olacak? Öncelikle Münker ve Nekir bizi sorguya çekiyordu ve biz onları duyarak cevap veriyorduk değil mi? Bakalım yüceler yücesi Allah ne buyurmuş ; 

"Kuşkusuz sen ölülere bir şey işittiremezsin..." - Neml 80

"Kuşkusuz sen ölülere bir şey işittiremezsin... " - Rum 52

Çok net. Lami cimi yok ayetin görüldüğü gibi, devam edelim. Kabir Azabı 2 ayetle de net olarak ters düşmektedir.

"Onlar diriler değil, ölülerdir. Ne zaman diriltileceklerini de bilmezler." - Nahl 21


Oysa biz Kabir Azabına çekileceğimizi biliyoruz, Kabir Azabı bu ayetle de ters düşmektedir. 

"Orada, ilk ölümden başka bir ölüm tatmazlar." - Duhan 56

Kabir Azabı ile manevi boyutta da olsa, yeniden dirilmiş olacağız ve azap bitince ve de sonsuza dek sürerse dahi ölüp, mahşer için yeniden dirileceğimizden. 2 kez ölmüş oluruz her şekilde ve Kabir Azabı, bu ayet ile de ters düşmektedir. 

"Sizi çağıracağı gün, onu hamt ederek çağrısına derhal uyacaksınız. Ve sadece az bir süre kaldığınızı düşüneceksiniz." - İsra 52

Höeh? Kabir Azabı sipariş ettiydik biz ama... Ha ondan kalmadı mı? E napalım, gönder usta oradan karışık. 

İşin kinayesi bir yana, ölümü burada yüceler yücesi Allah, kuşkusuz " Az bir süre " vurgusuyla, ölümün uyku gibi olacağını söylemektedir. Hatta dur, ikna olmayan sana bir Ayeti daha göstereyim ;

"O, odur ki, geceleyin sizi öldürür. Gün boyunca neler yapıp neler kazandığınızı bilir. Sonra, belirlenmiş süre işletilip tamamlansın diye, gün içinde sizi diriltir. Nihayet O’nadır dönüşünüz. Sonra, yapıp ettiklerinizi size haber verecektir." - Enam 60

Bak uyku bilakis ölüme benzetilmiş ve yakın anlam taşıyorlar ayetten anlayacağın üzere, anlamıyorsan düşünerek, hece hece oku be kurban olayım! Hocaların sana rivayet getiriyor ben sana sepet sepet Ayet buluyorum, bilakis Rahman ve Rahim olanın sözlerini sunuyorum be kardeşim, el insaf! 


"Nihayet Sur’a üfürülecek(Kalk borusu çaldığında). Bir de bakarsın ki onlar kabirlerinden kalkıp koşarak Rablerine giderler." - Yasin 51


"Şöyle diyecekler: “Vay başımıza gelene! Kim kaldırdı bizi mezarımızdan? Rahman”ın vaat ettiği işte bu! Peygamberler doğru söylemişler." - Yasin 52

Görüldüğü gibi o gün, ani dirilişte şoke olacağız! Şaşıracağız? Kim şaşırır bi tahminet, uykudan uyanan? Bingo! 

Sen uykundan aninden uyandırıldığında şaşırmıyor musun arkadaş? " Hıh, ne oldu ya! " Bak ne de tatlı şaşırıyorsun işte. Azap gördüysek demez miydik ;

" Yaşasın, şükürler olsun! Kim kurtardı bizi bu azaptan! " dememiz gerekmez miydi oysa? Öyle dememiz gerekirdi. İkna olduysan, dur temelimi sağlam inşa edeyim sana. İkna olmayan sen, dur ulan daha bitmedi. Hadi git iki soluklan da gel...

Hoş geldin, ben de şarkıyı değiştirip geldim. Şarkısız yazı çok zor yahu. Neyse, ayetlerle delillere tam gaz devam. Ülker çikolatalı gofret'in sunduğu blog yazımız, devam ediyor!

"Kabirlerin içindekiler dışarı çıkarıldığı zaman." - İnfitar 4
"İnsanoğlu, ne yaptığını ve ne yapmadığını görür. " - İnfitar 5 

Al işte... Ama hep bunlar Kabir Azabına terslik bunlar... Kabir Azabında ya cennettlerden nur, ya da cehennem çukuruna benzer bir çukur görmüyor muyduk? Kabir Azabı bu ayetlerle de direktman çelişiyor. Çünkü mahşerde her şeyi göreceğimizi bildiren apaçık bir ayetidir yüce Allah'ın.

"Bilmez mi ki o, kabirler içindekiler dışarı fırlatıldığında, " - Adiyat 9
"Göğüslerin içindekiler derlenip toplandığında, " - Adiyat 10

"Hiç kuşkusuz, o gün, Rableri onlardan iyice haberdar olacaktır." - Adiyat 11

Sorgulamada, içimizdekiler ortaya çıkmıyor muydu? Mahşer'de bir daha neden ortaya çıkıyor? Kabir Azabı, bu ayetlerle de birebir ve net çelişip, ters düşmektedir. 

"Her nefis ölümü tadıcıdır. Kıyamet günü elbette ecirleriniz eksiksizce ödenecektir. Kim ateşten uzaklaştırılır ve cennete sokulursa, artık o gerçekten kurtuluşa ermiştir. Dünya hayatı, aldatıcı metadan başka bir şey değildir." - Ali İmran 185 

Cennet ve Cehennem net olarak geçerken Kabir Azabı ile ilgili bir en ufak dolaylı anlam bile yoktur bu ayette ve açıktır! Kitaptan şüphe edecekleri az yukarıdaki 4 ayet ile baş başa bırakırım, romantik romantik vakit geçirirsiniz.

Firavun ayetini tekrar ele alalım detaylıca ;

 " Allah, o adamı ötekilerin kurdukları tuzakların kötülüklerinden korudu. Firavun ailesini azabın en beteri kuşattı. Sabah-akşam, ateşe arz olunurlar. Kıyamet koptuğu gün de şöyle denir ; "Firavun ailesini azabın en şiddetlisine sokun! " Mümin suresi, 45 ve 46. Ayetler

Kabir Azabı, cık. Olmadığını ispatladım ve minimum 15 Ayet ile ters düşmektedir ve Kur'an'ın eşsiz ruhuna aykırı olduğunu dememe lüzüm bile yok. Acaba Dünyada azap edilebilir mi? Bir bakalım yücelerin yücesi ve her noksandan münezzeh olan, Rahman ve Rahmin olan Allah bakalım konumuzla alakalı ne buyurmuş ;

"Küfre sapanlar var ya, işte onlara dünyada ve âhirette şiddetle azap edeceğim. Hiçbir yardımcıları olmayacaktır onların." - Ali İmran 56

"Onların ne malları, ne de evlatları seni imrendirmesin. Allah bunlarla onlara dünya hayatında azabetmeyi ve kâfir olarak canlarının çıkmasını istiyor." - Tevbe 55

"Söylemediklerine ilişkin Allah'a yemin ediyorlar. Yemin olsun ki, o küfür sözünü söylediler. İslam'a girmeleri ardından küfre saptılar. Başaramadıkları bir şeyi tasarladılar. Oysaki intikam almaları için, Allah'ın ve resulünün, Allah'ın lütfuyla kendilerini zengin etmiş olmasından başka bir sebep de yoktu. Eğer tövbe ederlerse kendileri için hayırlı olur. Eğer yan çizerlerse Allah onlara dünyada da âhirette de acıklı bir azapla azap edecektir. Ve yeryüzünde onların ne bir dostu olacaktır ne de bir yardımcısı." - Tevbe 74 

"Dünya hayatında bir azap var onlar için; âhiret azabı ise çok daha şiddetlidir. Onları Allah’a karşı koruyacak kimse de yoktur." - Rad 34

"Ey resul! Kalpleri inanmamış olduğu halde ağızlarıyla "inandık" diyenlerin küfürde yarışırcasına koşanları seni üzmesin. Yahudilerden bazıları yalancılık etmek için dinlerler; huzuruna çıkmamış olan başka bir topluluk için dinlerler. Yerlerine oturmuş kelimeleri, yapılarını bozup değiştirirler. "Size şu verilirse alın, eğer o verilmezse çekinin." derler. Allah birini fitneye çarptırmak isterse sen onun için Allah karşısında hiçbir şey yapamazsın. Bunlar o kişilerdir ki, Allah kalplerini temizlemek istemiyor. Dünyada bir rezillik vardır onlar için; âhirette de büyük bir azap var onlara." - Maide 41 

Dünyada'da azap görmeleri gördüğünüz gibi mümkün. Küfre sapan ve Allah'a isyan edenler hem Dünyada, hem Ahirette apaçık azaba maruz kalacaklardır! 

Size soruyorum ; Dünyada bile azap çekeceği net belirtilmişken, neden " Kabir Azabı " 6236 Ayet arasından 1 kere bile yer almaz? 

* = 6246 Ayet, Besmeleler hariçtir. Besmeleler de dahil edilince ; 6348 Ayet

Cevabı ; Olmadığı için! 

Kur'an değişmiş olabilir mi diyeceksin şimdi, senin hocaların ve senin alimlerin yanılmazlar ya hani(!) Bakalım yüce Allah onunla ilgili ne buyurmuş ;

"Hiç kuşkusuz, o zikiri/Kur'an'ı biz indirdik, biz; her hal ve şartta onu muhakkak koruyacak olan da biziz." Hicr 9 

Kur'an'ı ben indirdim ve ben koruyacağım diyor sözünün eri olan, Azîz olan yüce Allah.

Gördüğün gibi sevgili Kabir Azabı var diyen kardeşim. Hocaların seni rivayetlerle, korkuta korkuta ikna ederken, ben seni hepimizin buluşabileceğim tek ortak nokta olan, biricik kitabımız Kur'an'dan tam tamına değiştiği ayeti hariç bırakıyorum. Çünkü sen o konuda benle hem fikirsin, tam 22 Ayet ispatı sunmuşum sana. 

 Allah'ın dediği 22 Ayeti mi red edicen! Sorgula ve iyi düşün. Mantık çerçevesinde sana kapı gibi net ayetler sundum. Beni mat edeceksin, edemezsin. Savunmalarını da bir bir çürüttüm güzel kardeşim, gel ve ikna ol. Allah rızası için. İkna mı oldun?

Eşine ve dostuna da güzelce anlat. Biricik mirasımız Kur'an'dır bizim. Kur'an'a sığınırsak eğer, o zaman Allah'a ve tüm peygamberlerinin yoluna sığınmış oluruz. Bu konuda da yüce Allah buyuruyor ki ;

"Biz, tıpkı Nûh'a ve ondan sonraki peygamberlere vahyettiğimiz gibi sana da vahyettik. Biz İbrahim'e, İsmail'e, İshak'a, Yakub'a, torunlarına, İsa'ya, Eyyûb'e, Yûnus'a, Hârun'a, Süleyman'a da vahyettik. Dâvud'a da Zebur'u verdik." - Nisa 163 

Allah, eksiksiz ve detaylı anlattığı bu kitabı, hocalarından ve kulaktan duyma öğretilere inat, Kur'an ile anlat! Unutma biz sadece bu Kitap'dan sorumluyuz dinimizde. Ayrıca tüm peygamberlerin de eşit olduğunu bu ayetten anlayabiliriz. 

Ne Peygamber hadisleri, ne sünnetler, ne de hocalarının fetvaları. Rabbin emirleri karşısında hepsi boş küme gibi, hiçbir şey ifade etmeyecek! 

Halen kafana yatmadıysa ve hocalarında ısrarcıysan da sen bilirsin. Ben yapacağımı fazlasıyla yaptım sana güzel kardeşim, Allah bana Mahşer'de sorduğundan ben de bu Ayet gibi cevabımı vereceğim ;

"İçlerinden bir topluluk şöyle dedi: "Allah'ın helak edeceği yahut şiddetli bir azapla azaplandıracağı bir topluma ne diye öğüt verip duruyorsunuz? Dediler ki: "Rabbinize karşı bir mazeret olsun diye ve bir de korunup sakınırlar ümidiyle." - A'raf 164 

İçin rahat olsun okuyan kardeşim. İkna olup, ikna edemediklerin de olacaktır. Bizim son Peygamberimiz Hz. Muhammed bile, tüm toplulukları imana getirememiştir;

"Eğer Rabbin dileseydi, yeryüzündeki insanların hepsi toptan iman ederdi. Hal böyle iken, mümin olmaları için insanları sen mi zorlayacaksın!" - Yunus 99

O yüzden, asla üzülme. İkna edemiyorsan da, onda da elbet Allah'ın bir bildiği vardır. Ben bu konuda kendi annannemi ikna edemeyip, hiç tanımadığım ve daha yeni tanıştığım bir kadını ikna ettirdiğimi bilirim. O yüzden, ikna edemezsen bile üzülme. Allah, çababları ve her şeyi noksansız gören, duyan, işiten ve sabredenleri de sevendir.

" Kullar ki sabredenlerdir, özü-sözü doğru olanlardır, ilahî huzurda duranlardır, nimet ve imkânlardan başkalarını yararlandıranlardır; seherlerde, bağışlanmak için yakaranlardır. " - Ali İmran 17 

" Size bir iyilik dokunsa bu onları rahatsız eder. Size bir kötülük dokunsa bununla sevinir, ferahlarlar. Eğer sabreder, sakınır/korunursanız onların tuzakları size hiçbir şekilde zarar veremez. Allah Muhît'tir, yapmakta olduklarını çepeçevre kuşatmıştır. " - Ali İmran 120

" İş, sanıldığı gibi değildir. Onlar, hemen şu anda üstünüze gelseler bile, eğer siz sabreder ve korunursanız, Rabbiniz sizi, üzerlerine nişan vurulmuş beş bin melekle destekler. "- Ali İmran 125 

" Yoksa siz, Allah içinizden uğraşıp didinenleri seçmeden, sabredenleri seçmeden cennete gireceğinizi mi sandınız? " - Ali İmran 142

" Nice peygamber, beraberinde kendisini Rabb'e adayan birçok kişi bulunduğu halde savaşmıştır. Onlar, Allah yolunda kendilerine gelip çatan zorluklar yüzünden gevşememiş, zayıflık göstermemiş, susup pusmamışlardır. Allah sabredenleri sever. " - Ali İmran 146 

Biliyorum, ayetlerde bambaşka bir olay ve Peygamberlerin verdiği mücadele, İmran ailesi anlatılsa da, vurgulamaya çalıştığım nokta, Allah'ın kendi yolunda, Hak yolunda ve Kur'an yolunda sabredenlerle beraber olduğu ve sabredenleri sevdiğidir. Bunlarla ilgili Kur'an'da daha onlarca defa, sabretmenin faydasını inatla belirtilen ayetler bulabilirsiniz.

Son olarak Kabir Azabında yargılamak en başta da yüce Allah'ın noksansız adaletine ters düşmektedir! Hardal tanesi kadar iyiliğin bile hakkını yüce Allah, kusursuz adaleti ile verecekken ;

"Kıyamet günü için adalet terazilerini kuracağız/adaleti terazilere koyacağız. Hiç kimseye zerre kadar zulüm edilmeyecek. Hardal tanesi kadar birşey olsa onu ortaya getiririz. Hesapçılar olarak biz yeteriz!" - Enbiya 47

Kabir Azabında yargılanırsak, Mahşer ile 2. kere yargılanmış oluruz ve bu da, ilahi adaleti noksansız ve kusursuz olan yüce Allah'ın adalet anlayışına ters düşmez mi ve sizler düşünün yüce Allah'a aslında neyi yakıştırıdğınızı! 

Unutmayanız! Yüce Allah, azap etmeye değil, tam tersine kulllarına tevbe kapılarını sonuna kadar her zaman açmışken, son peygamber Hz. Muhammed'in savaşlarında, düşman olduğu halde tevbe etmeyen gelenlerin tevbelerini yüce Allah kabul etmişken, böylesine şefkati, rahmeti, affedicliği bol olan bir Tanrı'ya, korkuyla insanları bağlamayın ya da ona gelecek insanları korkuyla dinimizden ve yüce Allah'ın yolundan itmeyin!

Yüce Allah, daima affedicidir, kullarına şefkatlidir ve rahmeti, merhameti bol olandır ;

"İnsanlardan öylesi de vardır ki, benliğini Allah'ın hoşnutluğunu elde etmeye satar. Allah, kullarına karşı Raûf'tur, çok şefkatlidir." - Bakara 207

" Gün gelecek, her benlik, hayırdan işlediğini önünde bulacaktır. Kötülükten işlediğini de... İsteyecektir ki, önüne getirilenle kendisi arasında uzun bir mesafe olsun. Allah sizi, kendisinden sakınmaya çağırır. Allah, kullarına karşı Raûf'tur, çok şefkatlidir. " 


De ki: "Eğer Allah'ı seviyorsanız bana uyun ki, Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Allah çok affedici, çok merhametlidir." - Ali İmran 30 ve 31. Ayetler

" Ondan sonra tövbe edip hallerini düzeltenler müstesna. Hiç şüphesiz, Allah, çok affedici, çok merhametlidir." - Ali İmran 89

Son olarak da Allah'ın dostluğunu kazanmaya çalışın ; 

" Allah sizin düşmanlarınızı daha iyi bilir. Dost olarak, Allah yeter. Yardımcı olarak da Allah yeter. " - Nisa 45

Çünkü Kur'an-ı Kerim ; A+B=C

Mantığı ile çalışır, bütünsel ve detaysal ele almadan, asla sorularınıza yanıt bulamazsınız dostlar. 

Bu kardeşinizden bu kadar, umarım bir şeyleri fark edebilmenizi sağlamışımdır. Haydi eyvallah. Selam ve sevgilerimle. 

Not ; Yazımdan yanlış anlayanlar olmuş. Yazdıklarıma bağnazca inanmayın, oturup yazdıklarımı düşünün ve Kur'an'ın ayetlerini ve Kur'an'ı düşünerek okuyun diyorum sadece. Neticede ben şahşi tesptimi ayetlerin temel anlamarıyla yorumlamış bulundum. Kur'an'ı düşünerek ve tane tane okuyun lütfen herkese körü körüne inanmayın, bu okuduklarınızı bile sorgulayınız. Yoksa ben de rabbine teslim olmuş aciz bir kulum ve sadece fikrimi ayetlerle dellileyerek mantık çerçevesinde izah ettim. Haydi eyvallah. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder