23 Haziran 2016 Perşembe

Şefaat Var Mıdır?

Gençler, fazla özletmedim. Çünkü bu yazı mühim. Öyle bir din düşünün. Tecavüz edin, gıybet yapın, hırsızlık yapın, ihaleleri akrabalarla verin, namaz kılıp her pisliği yapın, ondan sonra. Hz. Muhammed'in şefaatiyle cennete gideceğiz inşallah diyin ve cennetin tapusunu alın, ne güzel! Kur'an'a uyanlar, masum olanlar ve Allah''ın rızası haricinde niyeti olmayan da ibadet etsin... Sorsan, " Onlar daha üst mertebe'de! " derler bir de, işine gelince Kur'an'da cennet kademelerini kullanırlar böyle, riyakarlar!

Aslında en çok size torba torba sövmek gerek. Ama yine de sövmeyeceğim, sövmemekte inadına direneceğim ve argümanlarla, Kur'an ile geleceğim. Sizler de bana ancak hadislerle gelirsiniz zaten. Neyse, ben gene güzel anlatacağım bu tayfaya. Belki 2-3 kişinin kafası karışır da, sorgulayarak o ayetleri düşünür ve didikler! Çünkü ;

"O, hikmeti dilediğine verir. Ve kendisine hikmet verilmiş olana çok büyük bir hayır verilmiş demektir. Gönlünü ve aklını çalıştıranlardan başkası düşünüp anlayamaz." - Bakara 269

Şefaat nedir? Tanımı; "Sözlükte kökü mastar olarak "çift yapmak, ikilemek" demektir. "Tek iken onu çift kıldım" derken bu tabir kullanılır. "Şuf'a" kelimesi de buradan gelir, "şuf'a" ile ortak, ortağının malını kendisine katar. "Şafi" arkasından yavrusu gelen hamile dişi deve, "şef'u" bir defada iki kat süt veren dişi deve demektir."

Buna göre "şefaat" ikilemek, başkasını da katmak anlamında aracılık, arabuluculuk, iltimas, halk dilinde " Torpil " manasındadır. Bizim millet de sever Torpili zaten. Belediyeler, ihaleler, gemicikler bizde her torpille döner.  

Şimdi şefaat ile ilgili ayetlerin bazılarını atacağım. Tamamı için şuraya bakabilirsiniz. Ben her zaman buradan yararlanıyorum. Size de tavsiye ederim. Neyse aslan parçası, ben belgesiz konuşmuyordum değil mi? 

Burada 2 tür ayet var. 1- Şefaat net Allah'ındır denilen, bunlar tam net ve mutlak iktidarın, Allah'a ait olduğunu bildirir! 

2- Şefaat var ve biz cennete gireceğizcilere ekmek veren ayetlerdir. Ama onlar bu ayetleri yanlış meallerden ve yanlış şekillerde anlam çıkarmaktadırlar. 

1. Türden birkaç ayet aktaracağım, yüce Allah buyuruyor ki ;

"Ve korkun o günden ki, hiç bir benlik bir başka benliğin herhangi bir şeyi için karşılık ödemez; hiç bir benlikten şefaat kabul edilmez, hiç bir benlikten fidye alınmaz. Ve onlara yardım da edilmez." - Bakara 48

"Kimsenin kimse yerine bir şey ödemeyeceği, kimseden fidye kabul edilmeyeceği, şefaatin hiç kimseye yarar sağlamayacağı ve onların hiç bir yardım göremeyecekleri o günden korkun." - Bakara 123

Beni bilen bilir. Bilmeyen de kendi gibi bilir ehehehe. Evet iğrenç bir Yılmaz Morgül esprisi...

Bu ayetler gibi şefaat'in mutlak " Allah'a " ait olduğunu bildiren ayetlerden hemen bir öncesinde attıklarımın bir evveli Bakara 47 ve Bakara 122'ye bakınız. Önce ya da direkt o ayetlerde zalimler ve bazı kavimlerden söz edilir, ya da Allah yerine put edinenler kavimlerden söz geçer. Bunlara asla şefaat yoktur. Esas vahim olan 2. Tür ayetlerdir. Ama öncesinde bakmaya üşenenlere 48 ve 123 öncesinin, Bakara 47 ve 122'yi atıp ispatımı yapayım. Hatta göreceksiniz ki bu 2 ayet neredeyse aynı ayetlerdir. Allah buyuruyor ki ;

" Ey İsrailoğulları! Size lütfettiğim nimetimi, sizi âlemlere üstün kıldığımı hatırlayın. " - Bakara 47

"Ey İsrailoğulları! Size lütfettiğim nimetimi hatırlayın. Ben sizi âlemlerden daha üstün kılmıştım." - Bakara 122


1. Tür için verdiğim linkte bunlar delil mevzusu bazen aynı ayet içinde birbirini doğrular. 2. Türe gelelim. Burada torpil falan yoktur kimseden kimseye orada bir anlaşalım. Allah'ın affı ve izni vardır! 2. Tür ayetlerden 2-3 örnek ele alalım bakalım kainatın efendisi Allah ne buyurmuş ;

"O gün şefaat yarar sağlamaz. Ancak Rahman'ın izin verdiği ve sözünden hoşnut olduğu kimse müstesna..." - Taha 109

"O, onların önlerindekini de arkalarındakini de bilir. Onlar, O'nun hoşnutluk verdiklerinden başkasına da şefaat etmezler. Ve onlar O'nun korkusundan titrerler." - Enbiya 28 

Bakalım kim bu " Rahman'ın izn verdiği müstesna olanlar " Hz. Muhammed mi? Eh bir yoklayalım. Bakın ben Hadis düşmanı gibi görünüyorum. Evet düşmanıyım ama yanlış ve uydurma Hadis düşmanıyım. Peygamberimiz asla Kur'an'a aykırı bir söz demedi, demez de! Kuran'ın ruhuna uygun hadisler de var ama sadece ben onu " Karar alacağım bir dini kaynak " olarak kullanamam. Çünkü ben Allah'a itaat ediyorum ve Elçimiz olan Hz. Muhammed'de kendisine tebliğ edilene uydu ama bazı ayetlerde " Resul'e itaat edin. " geçiyor evet, durun o ayeti de atayım hatta. 

"Şunu da söyle: "Allah'a ve resule itaat edin." Eğer yüz çevirirlerse, Allah küfre sapanları sevmez. " - Ali İmran 32

Resul nasıl itaat ediyor? Kur'an'ı tebliğ ederek, kendisine Allah tarafından buyrulanı ümmete vahyederek Allah'a itaat etti. hadisler uydurup Kur'an'da olmayan bir şeyleri katarak değil! 

Bunu şuraya bağlayacağım, Peygamber şefaati mevcut değildir. Çünkü, sizin dayandığınız sahıh hadisler kitaplarının toplandığı Kütüb-i Sitte hadisidir bu, Şefaat'in Hz. Muhammed'e ait olduğuna ispattır bu hadis onlar için.

1- "Resulullah (sav) buyurdular ki: "Şefaatim, ümmetimden büyük günah sahipleri içindir." [Tirmizi, şu ziyadeyi kaydeder: "Hz. Cabir (ra) dedi ki: "Kebair (büyük günah) ehli olmayanın şefaate ne ihtiyacı var!"]

Kaynak: Tirmizi, Kıyamet 12, (2437); Ebu Davud, Sünnet 23, (4739); İbnu Mace, Zühd 37,

2- "Resulullah (sav) buyurdular ki: "Kıyamet gününde, insanlar birbirlerine girecekler. Hz. Adem aleyhisselam'a gelip: "Evlatlarına şefaat et!" diye talepte bulunacaklar. O ise: "Benim şefaat yetkim yok. Siz İbrahim aleyhisselam'a gidin! Çünkü o Halilullah'tır" diyecek. İnsanlar Hz. İbrahim'e gidecekler. Ancak o da: "Ben yetkili değilim! Ancak Hz. İsa'ya gidin. Çünkü o Ruhullah'tır ve O'nun kelamıdır!" diyecek. Bunun üzerine O'na gidecekler. O da: "Ben buna yetkili değilim. Lakin Muhammed (sav)'e gidin!" diyecek. Böylece bana gelecekler. Ben onlara: "Ben şefaate yetkiliyim!" diyeceğim. Gidip Rabbimin huzuruna çıkmak için izin talep edeceğim. Bana izin verilecek."

Kaynak: Buhari, Tevhid 36, 19, 37, Tefsir, Bakara 1, Rikak 51; Müslim, İman 322, (193)

Bakın bakın, kaynaklı hadis size! Kütüb-i Sitte hadisleridir bunlar. Götümden ossurur gibi uydurmuyorum. Kaynakçaları da hemen alttadır. Bakalım Peygamber arasında " Net Ayrım " yapan hadisimiz hakkında yüce Allah ne buyurmuş ve Resul niye itaat etmiş de Allah ona da itaat edin buyurmuş, hem de elçiler hakkında ne demiş ikisine birden cevaptır bu Ayet ;

"Resul, Rabb'inden kendisine indirilene inanmıştır; müminler de. Hepsi; Allah'a, onun meleklerine, kitaplarına, resullerine inanmışlardır. Allah'ın resullerinden hiç birini ötekinden ayırmayız. Şöyle demişlerdir: "Dinledik, boyun eğdik. Affet bizi, ey Rabb'imiz. Dönüş yalnız sanadır." - Bakara 285 

Biz yanlış yolda mıyız ama o bizim elçimiz diyenlere istinaden de yüce Allah bu ayeti buyurmuş ;


"Allah'a ve O'nun resullerine iman edip onlardan birini ötekilerden ayırmayanlara gelince, Allah böylelerinin ödüllerini yakında kendilerine verecektir. Allah, Gafûr'dur, Rahîm'dir." - Nisa 152 



Hz. Muhammed son elçimizdir ve son Peygamberdir, bu kitap da ona inmiştir Allah tarafından, eyvallah. Son vahiy alandır buna da eyvallah ama en mübarek, en üstün Peygamber değildir! Hiçbiri birbirinden de üstün değildir! Allah tüm peygamberleri kabul etmemizi, Muhammed peygamberin sadece en son elçi ve uyarıcı olarak, tüm peygamberler gibi tertemiz ahlak üzerine indiği buyrulur ve tüm peygamberler Allah ve Allah'ın buyurduklarına susup pısmadılar, ömürlerini ve hayatlarını bu uğurda harcadılar. Adalet için isyan ettiler! Hadisler ve şefaat mevzusunda " Rahman'ın izin verdiği " demek ki Hz. Muhammed değilmiş. Olsaydı Kur'an'da apaçık söylenirdi ;

"Biz bu Kitap’ta, herhangi bir şeyi ne eksik bıraktık ne fazla yaptık. Onlar, sonunda Rableri önünde hasredilirler." - Enam 38


"Yemin olsun, biz bu Kuran’da, insanlar için her benzetmeden nice örnekler sıraladık. Ama insanların çoğu inkâr ve nankörlükten başka bir şeyde diretmediler. " - İsra 89

Hep aynı ayetler diyeceksiniz dikkatli okuyanlar ama Allah'ın ayetleri sabittir ve bu ayetler Kur'an'da hiçbir şeyin noksan bırakılmadığının kanıtları olan en net ve tartışmaya dahi girilmeyecek hükümde ayetlerdir. 

İzin verilerden önce, bir de bu tayfanın şöyle bir yanlışı var. Yanlış mealler, şefaat ile ilgili 2 örnek atacağım. Hem de bu hatalı meal, milletin alim dediği , Elmalılı Hamdi Yazır meallerinin ciddi hatalarıdır. İnşallah ileride huri mevzusunda " Tomurcuklanmış " skandalında da adını baya anacağız...

Bir de Şaban Piriş sabotesi var. İlkin Şaban'a gelelim. Elmalı'yı Kinder Suprise gibi aralara çok güzel bağlayacağım. 

"Allah'ın huzurunda, kendisinin izin verdiği kimselerden başkasının şefaati fayda vermez. Nihayet onların yüreklerinden korku giderilince: Rabbiniz ne buyurdu? derler. Onlar da: Hak olanı buyurdu, derler. O, yücedir, büyüktür. " - Sebe 23, Şaban Piriş Meali

"O'nun nezdinde, kendisi lehine izin verdikleri dışında hiç kimse için şefaat fayda vermez: nihayet (kıyametin) dehşeti (ödül tevdi edeceklerin) kalplerinden giderilince (ödüllendirilenler) soracaklar: "Rabbiniz sizin hakkınızda ne buyurdu?" Berikiler "Hak neyse onu: zaten mükemmel olan da, büyük olan da sadece O'dur" diyeceklerdir. " - Sebe 23, Mustafa İslamoğlu meali

Aradaki korkunç farkı anlayabildiniz mi? Bakın, bir kaç harf değişikliği ve anlam tamamen şirk ve Peygamber'e iftiralar ve de Allah'ın hükmünü inkar edercesine yaşanılan " Hadis " dinine göre cuk oturtuldu. İlkinde Allah'ın bazı kişilere ki hurafe katabilmek adına tabii ki Peygamberlere şefaat yetkisi vereceği anlaşılırken, diğerinde ise Allah'ın izin verdiklerinin, Allah'ın şefaatinden yaralanabilecekleri ve Allah'ın affına mazhar olacakları gayet net anlaşılıyor.

Ayrıca " Şefaat " kavramında şuna da dikkat etmelisiniz. Çoğu Şefaat ayeti, yargı günü ve hesap gününü de aynı ayet içerisinde içerir ki, o gün Allah'dan başkasının şefaatin asla olmadığına birebir vurgudur bu! İnfitar derlemesinden buna bir bakalım.

"Hayır, iş sanıldığı gibi değil! Siz dini yalanlıyorsunuz.
Ve şu kuşkusuz ki, sizin üzerinizde koruyucular, bekçiler var.
Çok değerli yazıcılar,
Bilirler yapmakta olduğunuzu.
Şu da kuşkusuz: İyiler tam bir nimet içindedir,
Kötülerse cehennemin ta ortasında.
Din günü girerler oraya.
Onlar ondan, görülmeyecek şekilde uzaklaşmış değillerdir.
Din gününün ne olduğunu sana bildiren nedir?
Evet, din gününün ne olduğunu sana bildiren nedir?
Bir gündür ki o, bir benlik bir başka benlik için hiçbir şeye güç yetiremez. O gün, buyruk yalnız Allah'ındır!" - İnfitar (9, 10, 11, 12, 13, 14, 15, 16, 17, 18, 19)

Din günü, hesap günü, yargı günü tüm meallerde bu kuşkusuz değiştirilmemiştir neyse ki. Bunla oynamamış bari Elmalı, eh bir teşekkür edelim. Eyvallah yavrucum. Gördüğünüz gibi şefaatin kendisine ait olduğunda da izin verdiklerinin şefaatinden yararlanacaklarının bunda " Mahşer, din, yargı, yani hesap gününde " yararlanacağını söylüyor. Şimdi bir de Elmalının, Kinder Surpise yumurtamızın sabotajlarına bakalım.

"Rahman'ın katında bir söz almış olan kimseden başkaları şefaat etme hakkına sahip olamayacaklardır.." - Meryem 87, Elmalı Hamdi'nin sadeleşmiş meali

Orijinal ve sadeleşmemiş mealine çevirelim kameralarımızı,

"Rahmanın nezdinde bir ahd almış olan kimseden başkaları şefaate malik olamıyacaklar. - Meryem 87, Elmalı Hamdi orjinal meali (Şu an Halk Tv'de satılan o sanırım.)


"(İşte o gün) O Rahmet kaynağıyla yaptığı (iman) sözleşmesine sadık kalanlar dışında, hiç kimse şefaate nail olamayacaktır." - Meryem 87, Mustafa İslamoğlu meali

Yine birkaç harf ve yine kökten bir anlamı kaydırma! Yanlış anlamayın bakın ve girin şu siteye kaç tane meal var her bir ayet için. Orası da en üstteki şu " İmam İskender Ali Mihr " reklamı ve hatta onun sitesidir. Arada buradan hidayet raporlarını okurum. Ve nedense 21 hidayet raporunda bir tek bu " İmam İskender Ali Mihr " 21'de 21 doğru çıkar! Benim arada kaynak olarak aldığım, her Ayette değil, ayet ayet farklı mealleri almışımdır ben her zaman. 2. veya 3. sırada Ali Bulaç meali iyidir bana göre çoğu ayette, arada böyle ofsayte düşer o da ama onun bile ilk 3'teki adam bile 8-9 ayette güya " Hidayeti " gizlemişken bu eleman "Hazretleri" gizlememiş, bak ya!

Ulan bilinçli reklam, usulune de uydurmuşlar bir güzel. Arada hata oluyor nedense, çünkü hep başkaları hatalı olsa " Ulan bir sen mi doğrucusun? " denilecek ve reklamı, dini satmak için kitap setlerini, VCD'lerini sattırmayacak. Ne bilinçli bir reklam be! Şuna dini de oyuncak ettiniz ya, helal olsun. Yazıyla alakası yok ama 2 gelişine vurayım dedim. Çoğu hoca hataya düşmüştür muhakkak o yüzden bu siteyi kullanın ve her ayet için düşünün, 1-2 kişiye saplanmayın. Genelde Yaşar Nuri'yi Kuran mealimde kaynak alsam da, bu ayetlerde de o da hataya düşmüş mesela. Onunla da %100 doğru fikirlerde değilim. Ama en azından bu İskender, Nihat, Cübbeli gibi dinini parayla yaymıyor. Rıza için yayıyor. Kendisi de ülkemiz adına büyük bir kayıp oldu.

Çünkü kendisi, gereksiz işlere ve gereksiz konulara girse, meallerinde bazı hatalar da içerse, insanları kendi üslübüyla, " Kur'an'ı okumaya " daima teşvik etmiştir. İnsanların geleneklerine bağnazca inanmaması konusunda yıllarca ciddi mücadeler vermiştir ve öfkeli olsa, kendisi iğrenç sayısız tacizkar ve tehditkar saldırılara maruz kalmıştır. Avukatı falan değilim. Zaten kendisi bir Hukukçuydu. Çağdaş, moderndi ve dinini asla parayla satıp kimseye yaymadı. Sahur ve İftarlara, " Bilmeme neye doğrulara " çıkmadı. Çıktıklarına da bir kuruş para almadan çıktı. Gereksiz şeyler ve sert üslübü de olsa, altındaki ahlak ve niyeti temizdi. Allah rahmet eylesin inşallah.

Devam edelim. Kinder yumurtamız gene çıkıyor karşımıza!

"O gün, Rahmân'ın kendisine izin verdiği ve sözünden hoşnud olduğu kimselerden başkasının şefaatı fayda vermez." - Taha 109, Elmalılı Hamdi sadeleşmiş meali 

Ulan Elmalı, gene oyunlardasın totoş herif! Oynamadan duramıyor musun? Oyuncak dğeil lan bu! Kur'an, Kur'an! Doğrusuna bakalım ;

"O gün, kendisine O rahmet kaynağının geçit verdiği ve sözünden razı olduğu kimselerden başkasına şefaatin hiçbir yararı olmayacak." - Taha 109, Mustafa İslamoğlu meali

"O gün şefaat yarar sağlamaz. Ancak Rahman'ın izin verdiği ve sözünden hoşnut olduğu kimse müstesna..." - Taha 109, Yaşar Nuri Öztürk meali

Son skandalına şimdi sıra geldi! Adam skandal kralı kardeşim. Vitesi takmış 5'e, durduramıyoruz. Durdurana aşk olsun! Yine skandal ve yine kendisi var. Her taşın altında sen varsın be süpriz yumurta Hamdi! Orjinal hali budur, burada ayetle direkt anlam çevirmesinde diğerleri gibi subliminal de değil, alenen ve direkt oynanmış!

Orjinali ;

"Ve lâ yemlikullezîne yed’ûne min dûnihiş şefâate illâ men şehide bil hakkı ve hum ya’lemûn(ya’lemûne)."

"Onların Allah'ı bırakıp da tapdıkları putlar şefaat hakkına sahip değillerdir. Ancak bilerek hakka şahitlik edenler şefâat edebilir." - Zuhruf 86, Elmalılı Hamdi sadeleşmiş meali

Doğrusu ;

"O'nun dışında taptıkları şefaatte bulunmaya malik değildirler; ancak kendileri bilerek hakka şahidlik edenler başka." - Zuhruf 86, Ali Bulaç meali

"O'nun berisinden yakardıkları, şefaate sahip olamaz! Hakka tanık olanlar müstesna. Onlar, ilimden nasiplenmekteler." - Zuhruf 86, Yaşar Nuri Öztürk meali

Ayette  "la yeşfeu" (Bakara 255'de attığım siteden bulup bakınız orada apaçık vardır.) şefaat edemezler diye bir ibare yok. Hamdicik ne hikmetse, mülk kökünden gelen yemliku kelimesini şefaat etmek olarak çevirmiş. Şefaat etmek, ile şefaate sahip olmak tamamen farklı şeylerdir. Konunun başında belirtiğim gibi, Allah hesap gününde, hesaptan sonra bağışlanmayı hak edenler için şefaat yani af getircektir. İşte bu şefaat izninden istifade edecekler, dünya hayatında iken Allahtan başkasına yalvarmayanlar, Allahın kitabına şahitlik edenler (Zuhruf 86) Allahı razı edecek sözlerde bulunanlar (Taha 109) Allah'ın şefaatına laik olup günahları bağışlanarak cehenneme girmekten kurtulacaklardır inşallah buyurduğu üzere.

Bakara 255'e üşenenler için de önce arapçasını, sonra da mealini koyuyorum. O kelimenin "Yeşfeu" de altını çizeceğim. 

Orjinali ;

"Allâhu lâ ilâhe illâ huvel hayyul kayyûm(kayyûmu), lâ te’huzuhu sinetun ve lâ nevm(nevmun), lehu mâ fîs semâvâti ve mâ fil ard(ardı), menzellezî yeşfeu indehû illâ bi iznih(iznihî) ya’lemu mâ beyne eydîhim ve mâ halfehum, ve lâ yuhîtûne bi şey’in min ilmihî illâ bi mâ şâe, vesia kursiyyuhus semâvâti vel ard(arda), ve lâ yeûduhu hıfzuhumâ ve huvel aliyyul azîm(azîmu)."

Meali ;


"Allah'tan başka ilâh yok. Hayy'dır O, sürekli diridir; Kayyûm'dur O, kudretin kaynağıdır. Ne gaflet yaklaşır O'na ne kendinden geçme ne de uyku. Göklerde ne var, yerde ne varsa yalnız O'nun dur. O'nun huzurunda, bizzat O'nun izni olmadıkça, kim şefaat edebilir! O, insanların önden gönderdiklerini de bilir, arkada bıraktıklarını da! İnsanlar O'nun bilgisinden, bizzat kendisinin dilediği dışında, hiç bir şeyi kavrayıp kuşatamazlar. O'nun kürsüsü, gökleri ve yeri çepeçevre kuşatmıştır. Göklerin ve yerin korunması O'na hiç de zor gelmez. Aliy'dir O, yüceliği sınırsızdır; Azîm'dir O, büyüklüğü sınırsızdır." - Bakara 255, Yaşar Nuri Öztürk meali 

Ayrıca bilmeyenlere, Ayet-el Kursi duası, Bakara 255. Ayetidir. O yüzden bu ayet tanıdık gelmiş olabilir mi? İnanmayanlar bir kıyaslasın. Kaynak

Ve elemanlar, aksini Kur'an'dan birebir ispatladığım Peygamber şefaatini kendi sitelerinde sorularında bakalım kimi yanıt olarak kullanıyor dersin? Gel yavru gel. Tıkla buraya

Aaaa! Sürpriz yumurta Hamdi! İşte bunların kafası aha budur

Bak, adam Tevbe'yi övmüş diyeceksin. Eyvallah da, Allah'ın eşsiz şefkati burada insanı " İmansızlığa" sevk ediyor. Bilmem kaç kez bunu diyip " Ümmet-i Muhammed" oldum mu tamamdır nasılda Hz. Muhammed bana şefaat edecek, ki etmeyecek. Vatandaş öyle sanıyor. Her haltı yapalım, nasılsa " Torpilimiz " var kafasına çıkıyor birebir! Heh, anlatmaya çalıştığım bu. Şüphesiz yüce Allah'ın affında sınır yoktur ve o dilediğini affeder o apayrı bir konu. Ama kimleri " Şefaat " ile nail edeceğini Kur'an'da tarif ediyor. Buna dikkat edelim. Kendimizi sorgulayalım ve şefaate laik olmak için elimizden geleni yapalım. Gerisi de Allah'ın ilahi adaletine bırakalım. Orada çünkü bize gram haksızlık edilmeyecek.

"Kıyamet günü için adalet terazilerini kuracağız/adaleti terazilere koyacağız. Hiç kimseye zerre kadar zulüm edilmeyecek. Hardal tanesi kadar birşey olsa onu ortaya getiririz. Hesapçılar olarak biz yeteriz!" - Enbiya 47

Neyse, ortalık fena dağıldı. Yazıya başlarken saat 12:30 idi, şu an 16:17, aralıksız bu yazıdayım. Dağıttık, toplayıp da vedalaşalım. 

Gördüğün üzere, şefaat yalnızca Allah'a aittir ve mahşer günü bu şefaat, Allah rızasını kazanmış kişilerin cehennemden kurtuluşudur. Son sözleri yine yüce Allah'ın buyurduklarıyla bitiyorum ;

"De ki: "Şefaat, tümden ve sadece Allah'ındır. Göklerin ve yerin mülkü/yönetimi O'nundur. Sonunda O'na döndürüleceksiniz." - Zümer 44

"Allah'tır ki gökleri, yeri ve ikisi arasındakileri altı günde yaratmış, sonra arş üzerinde egemenlik kurmuştur. O'nun dışındakilerden size ne bir dost vardır ne de bir şefaatçı. Hâlâ düşünüp ibret almayacak mısınız?" - Secde 4


Haydi eyvallah. 



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder