1 Aralık 2016 Perşembe

Özgür İrade ve Kader Bağlantısı

Selamın aleyküm. Bugün birçok kişinin yanıldığı bir konuya temas edeceğim. Ateistlerin bir argümanıdır bu aynı zamanda "Allah her şeyi biliyorsa, sizi niye test ediyor" gibi zırvalığa yol açan bir konudur bu. Çünkü doğru dürüst anlatabilen yok maalesef. Özgür İrade ve Kader konumuz, haydi bismillah diye giriyorum. Ortalık dağılacak ama toplayacağım her zaman ki gibi, o yüzden ferah ol. 

Kadere iman diye bir şey yoktur. Bununla hardcore yani sert bir giriş yapayım. Çünkü bu mantık ne olursa olsun her şey Allah'tan gelir ve sen bunu sorgulayamazsın demektir. Tecavüze uğrayan ve üstüne boğazlan ama bu sana Allah'dan geldi. Bu ne demek farkında mısınız?! Allah kuluna kendi keyfinden zulmediyor demektir. Hayırdır abi siz nesiniz? Allah kullarına neden "Keyfi" zulmetsin? Bir kişinin buna iman etmesi kesinlikle salaklıktan başka bir şey değildir ve bu Kur'an ile taban tabana zıttır. Kur'an'da "Özgür İrade ve Kader" onlarca ayetle geçer ama asla böyle geçmez. 

Kader Kur'an'da genelde "Ölçü" anlamında geçer ve bu ayetlerle de yüce Allah, dediğimi tasdik ediyor sanki, ne dersiniz?

"Allah her dişinin neye gebe olduğunu, rahimlerin neyi eksiltip neyi artıracağı bilir. O'nun katında her şey bir ölçüye bağlıdır." - Ra'd 8 

"Göklerin ve yerin mülk ve saltanatı yalnız O'nundur. Çocuk edinmemiştir O. Mülk ve saltanatında ortak yoktur O'na. Herşeyi yaratmış ve herşeye bir ölçü ve oluş tarzı takdir etmiştir." - Furkan 2


"Şu bir gerçek ki, biz herşeyi bir ölçüye göre/bir kaderle yarattık." - Kamer 49 

Bu ayetlerle konuya balıklama daldığımıza göre evvela her şeyin insanın kendi kendine yaptığını söyleyip bu 2 ayeti önüne koyup biraz daha kafanı vıcık vıcık edeyim.

"Biz her insanın hesabını kendi boynuna dolamışızdır. Kıyamet gününde onun için açılıp önüne konacak bir defter çıkarırız." - İsra 13


"Gerçek şu ki, insan için çalışıp didindiğinden başkası yoktur." - Necm 39

İnsan için çalışıp didindiğinden başkası eğer yoksa, Allah'ın ölçüsü ne oluyor diyor deist, agnostik, ateist ve içimizde bu "Bağlantıyı" çözemeyen arkadaşlar, sakın ol şampiyon. En büyük hatayı bu konuda işliyorsunuz.

Özgür İrade ve Kader asla birbirinden zıt değil, aksine trenin vagonları gibi birbirini sürükleyen şeylerdir, yani birbirleriyle iç içe ele alınırsa doğru kavranıp idrak edilir. Gel iç içe düşünelim.  

Şimdi senin "Özgür İraden" var değil mi ölene dek? Evet var. Ertesi gün rahatlıkla ateist, ya da makarnaya falan tapabilirsin değil mi? Elbette. O zaman sen makarnaya taparak öldün ve cehenneme gittin. Kusura bakma ama bu senin hatandır. Hiç de Allah'ın saptırması falan değildir. Çünkü böyle olmayı özgür iraden ve bilincinle bunu sen seçtin. Tıpkı bu ayette anlatıldığı gibi ;

"Başlarına gelenler; ahitlerini bozmaları, Allah'ın ayetlerini inkâr etmeleri, haksız yere peygamberleri öldürmeleri ve "kalplerimiz kılıflıdır" demeleri yüzündendir. Doğrusu, Allah küfürleri yüzünden kalpleri üzerine mühür basmıştır da pek azı müstesna, iman etmezler." - Nisa 155

Şimdi benim saf ve yüzeysel, muhalif olmak adına muhalif olan ateist, deist ve agnostik kankilerim diyecekler ki, Allah mühürlemiş. Ama altını çizdiklerime bak, Allah keyfine göre mi mühürlemiş? İlk hareketler daima kullardan gelmiştir.

Elemanlar sözlerini bozmuşlar, inkar etmişler ve peygamber öldürüp, "Hacı biz anlayamıyoz" demişler. Anlayamıyorsan anlayamıyorsun eyvallah da, niye peygamberi öldürmeye girişiyorsun? Ayetlerin devamında bu öldürdüklerini "Zannettikleri peygamber" Hz. İsa'dan başkası değildir.

Bunun gibi birçok ayet var, bazılarını gel beraber inceleyelim sonra da parçaları birleştirip evlerimize dağılacağız ama bana yemek ısmarlarsan başka, karnım acıktı da ehehe. Yemeği sonra hallederiz evvela ayetleri konuşalım ;

"Kendisiyle, dağların yürütüldüğü yahut yerkürenin parçalandığı yahut ölülerin konuşturulduğu bir Kur'an mı olsaydı! Hayır, iş ve oluşun tümü Allah'ındır. İman edenler hâlâ ümidi kesip anlamadılar mı ki, Allah dileseydi elbette insanlara tümden hidayet verirdi. O küfre sapanlara gelince, sanayi olarak ürettiklerinin sonucu halinde başlarına gülle, tokmak türünden belalar inmeye devam edecek yahut o belalar onların yurtlarının yakınına konacak. Ta, Allah'ın vaadi gelinceye değin. Allah, vaadine asla ters düşmez." - Ra'd 31

Allah dilerse hepimize hidayet verebilirmiş ya, hadi versin o zaman. Uff çocuk ne yaptın sen ya! Ayet cımbızlama, daha devam ayetleri de var.

"Allah, dilediğini ortadan kaldırır ve bırakır. Kitabın anası O'nun katındadır." - Ra'd 39 

Bak şimdi 31. ayete bakarsak evet "Allah dilerse herkese hidayet verir" ama, "Kendi sonunu hazırlayan" aptallara hidayet vermez. Ayetin devamında da onların yaptıklarına müthiş bir atıf var. Yukarıda attığım Nisa 155 gibi bu yüzden senin tercihin, senin kaderini şekillendirir ve bu yüzden Necm 39, İsra 13 gibi "Kaderin senin elindedir." Allah elbette zaman zaman müdahele eder bu da imtihan aracındır. Ya da mutlaka bir yerlerde hata yapıyorsundur kaldı ki herkes hata yapmaya meyillidir.

Kitabın anası da "Levh-i Mahfuz" denilen şeydir adı Kur'an'da hiç geçmez. "Ana Kitap, Açık Kitap" diye geçer. Bunda tam emin değilim Kur'an'da olabilir bu, çünkü Kur'an'da asla eksik bırakılmadığını kast eden ayetler mevcuttur ya da "Her şeyin, tüm insanlık" olaylarının kaydedildiği bir defter kaldı ki "O'nun katında" denilmesi bu 2. İhtimali daha kuvvetli kılıyor. Her neyse bu kitabın ne olduğu bizi çok ilgilendirmez. Kur'an'ın manasına odaklanmak gerek. 19'muş, Levh-i Mahfuz'muş bunlara odaklanırsan işte o zaman yoldan saparsın, Allah ile aldatılırsın İblis tarafından. Sen dosdoğru yoldayım zannederken bir bakmışsın mayın tarlasının tam ortasındasın. O yüzden bu tip ufak detaylara takılmak, İblis'e "Radarları ve GPS'i" yöneltmek demektir. Manasına odaklanın çünkü o gün Allah bizi hesaba çekecek. Haşa biz Allah'ı değil, o yüzden Allah bize her şeyi "Tastamam" izah etmek zorunda değil. Ancak şükürler olsun ki birçok şeyi de izah etmiş.

İblis ile "Dosdoğru" yolda tuzağa düşme(me)k için Bkz ; A'raf 14, 15, 16 ve 17 

Kur'an'da peygamberlerin bile onlarca hatasını bulabilirsin. Kaldı ki onlar Allah tarafından seçilen insanlardı yani. Ama ona rağmen Adem iblisin tuzağına düştü, Muhammed kör adamı bir an hör gördü, Muhammed eşleri arasında ayrım yaptı, Musa Allah'ı görmek istedi ama bayıldı ve hatasını anladı gibi gibi ancak peygamberlerin bizden farkı, onlar "Tevbesinde çok samimi" oldular. Tevbesinde asla 2. bir talep ve ısrar etmediler ve hatalarını kabul ettiler, Kur'an'ın kabul ettiği Tevbe şekli de budur. Her Tevbe kabul görmez kimse kusura bakmasın. 10 kere tecavüz et, 10 kere tevbe et günah silinsin yok ya! Kabul gören Tevbe bunun gibidir ki beni de anlatan ve okudukça tebessüm ettiren ayetlerden birisidir ;

"Gerçekten ben, tevbe eden, inanan, salih amellerde bulunup da sonra doğru yola erişen kimseyi şüphesiz bağışlayıcıyım." - Taha 82 

Kabul gören "Samimi" tevbe budur. Salih amel işleyeceksin. Kur'an'ı anlatıp tebliğ edeceksin, namaz "Dosdoğru" kılacaksın, sadaka vereceksin, gücün yettiğince ailene, akrabaya onlar da yoksa yoksula "İnfak" edeceksin, Kur'an'ın büyük günahlarından "Şiddetle uzak" duracaksın gibi daha çok gider ama bunlara var gücünle uymaya çabalayacaksın. Çünkü Allah, yani Kur'an, önce "Çaba", sonra "Tevekkül" etmek gerektiğini emreder. 

Her neyse irade ve kader diyorduk buna ispat 1 ayet daha sunayım sana ve bununla bitireyim. Kısa ve öz açıkladım diye düşünüyorum.

"Başa gelen herşey Allah'ın izniyledir. Allah'a iman edenin kalbine Allah hidayet verir. Allah herşeyi hakkıyla bilir." - Tegabun 11 

Şimdi bu ne diyeceksin biliyorum corç. Bu ayeti, bu ayetlerle zincirleme yapıp işlersen anlamını idrak edersin ;

"Peşin isteyene dünyada peşin veririz: Dilediğimize dilediğimiz kadar. Sonra da ona cehennemi veririz; yaslanır ona, kınanmış ve kovulmuş olarak." - İsra 18

"Kim de âhireti ister ve inanmış olarak ona yaraşır bir gayretle çalışırsa, böylelerinin gayretleri teşekkürle karşılanır." - İsra 19

"Biz onlara da, bunlara da Rabbinin lütfundan veririz. Rabbinin lütfu ise kısıtlanmış değildir." - İsra 20

"Bak nasıl, kimini kimine üstün kıldık! Ama âhiret, dereceler bakımından elbette daha büyük, lütuflandırma bakımından daha yücedir." - İsra 21 

Dünya isteyene dünya, ahiret isteyene ahiret veririm diyor Allah. Hiç kusura bakmayın ama ben bugüne dek hiç öyle "Fakirlikten sürünen Ateist, Agnostik" falan görmedim abi. Hepsi zengin değil elbette lakin çöp toplayan ve ateist olan hiç kimseye rastlamadım ama var mıdır? Ararsam eğer, neden olmasın. 

Vardır muhakkak ama istisnadır ve istisnalar bazı kuralları cidden bozamazlar ve istisnalar da çoğunluğa asla tesir edemezler hep bunu savunurum. Günümüz ateistlerinin hep bilim insanları olduğunu görüyoruz ya da onların bağnazları olan tipler ve bu tipler hep anadan babadan biraz bohem falandır. Tamam Sabancı kadar zengin değillerdir ama başlarını sokacakları gayette evleri, altında internetleri falan gayette vardır. Gördüğünüz gibi bunlar bile ülkemizdeki ya da dünyadaki milyonlarca insan için nimettir. 

Demek ki bu arkadaşlar ya yanlış sorguluyorlar, ya da yüzeysel bakıyorlar. Kaldı ki bana gelen tüm ateist savunmalar hep "1" ayeti cımbızlayarak ya da "İçindeki kelimeyi" cımbızlayarak günümüze gelmiştir. Arayan mevlasını buluyor, belasını da birader işin özü. Kur'an'ı hata aramak için cımbızlayarak okursan hata da bulursun dert etme. Her neyse, ben de dünya nimetlerini istiyorum. Herkes iyi bir eş, aile, bol para ister. Buna kimse istemiyorum diyemez, diyen de yalancının bayrak sallayanıdır.

Ama ben dünya nimetlerinden çok, Allah'ın rızasını istiyorum. Dünya nimetlerini ölene dek ve bana yetecek kadar istiyorum. Saraylar falan değil yani benim arzum. Ayda 50 Milyar maaş istemiyorum mesela, çok para insanı bozar abi çünkü. Sahte sahte kankalar türer. Menfaat ilişkileri alır başını gider ki en tiksindiğim ilişki şeklidir. İnsanlara yardım etmek ve hayatlarına dokunmak istiyorum ki son zamanlarda birilerine vesile olduğuma dair 3-5 tane de olsa mesaj alıyorum. Eyvallah, takipte kalın. Bu yazıları sizi Kur'an'a ısındırsın. Sonra dini gidin Kur'an'dan öğrenin, benden değil. Ama tıkanırsanız da seve seve yardım ederim.

Her neyse konulardan az saptık ama, Allah sonuçta benim kulum ne yönde talep verir ve çabalarsa, ona ondan veririm diyor. 

İsra ayetlerini ve Tegabun'u bu kafada düşünüp okursanız taşlar gayet güzel yerine oturmakta. Eğer sen gerçekten samimi şekilde iman edersen, Allah sana hidayeti verir. Lakin çok gayret göstermen, çabalaman, nefsini dizginlemen, iyi işler yapman lazım, bunun kararını alıp, tevbeni edip sonra Kur'an ile dini öğrenmen lazım. Hemen öyle 2 gariplik görünce "Kur'an'a küsme" Allah burada ne diyor diye didikle. Çünkü Allah bu kitabı "Bütünsel" yazmış.

X suresinde takıldığın A ayetine, bazen hemen önceski A-1, ya da sonraki A+1, A+2. ayetlerde yanıt bulabildiğin gibi, bazen de Z suresinde takıldığın T ayetine, D surenin H ayeti ya da H-1, H,2, H-3, ya da H, H+1, H+2, H+3 gibi 10-15 ayet kadar hatta 20-25 ayete kadar giden ayetler serisiyle yanıt bulursun. Bu dediğimi unutma çok işe yarıyor bu kafayla okumak, inan bana. Bak sana bir ispat vereyim geçen bu yazımda da buna değindim. 


"Hiç kuşkusuz, Allah, inkârcıları lanetlemiş ve onlar için çılgın bir ateş hazırlamıştır. Sonsuza dek kalacaklardır onun içinde. Ne bir dost bulacaklardır ne bir yardımcı. Gün olur, yüzleri ateşin içinde evrilip çevrilir de şöyle derler: "Vay başımıza! Keşke Allah'a itaat etseydik, keşke resule itaat etseydik." Ve derler ki: "Rabbimiz biz, efendilerimize, büyüklerimize itaat ettik de bizi yoldan saptırdılar." "Rabbimiz, onlara iki kat azap ver; onları büyük bir lanetle lanetle!" - Ahzab 64, 65, 66, 67 ve 68

Hatta o gün, bu "Şeyh, gavs, hoca, cübbeli, zırlaklara ve kendini "Mehdi" zannedenler" hakkında onun yoluna uyup cehenneme gidenler, bu sözde "Şefaatçileri ve evliyaları, yol göstericileri" hakkında bunu diyecekler. Bu ayrtler bütün "Tarikat, mezhep, cemaat" adı altında toplanıp maddi ya da manevi yani şöhret, popülerlik, ilgi, menfaat bekleyen herkesi kapsar bunu da diyeyim. Elin alemin Müslümanı olan hereksin yolu bu. Allah'ın Müslümanı ve Allah'ın Mü'mini olacaksın başka yol yok.

Her neyse burada yoldan çıkanların büyükleri, önderleri, hocaları vb. tüm sıfatlara sahip olanlar hakkında şikayetleri var gördüğün gibi cehenneme bunlar yüzünden yoldan sapanların, bakalım bu şikayete nerede cevap verilmiş Kur'an'da ;

"Ayetlerimizi yalanlayıp onlar karşısında burun kıvıranlara gelince, bunlar ateşin dostlarıdır. Sürekli kalacaklardır onun içinde. Yalan düzerek Allah'a iftira eden yahut O'nun ayetlerini yalanlayanlardan daha zalim kim vardır? İşte bunların Kitap'tan nasipleri kendilerine ulaşır, nihayet elçilerimiz onlara gelip canlarını alırken şöyle derler: "Allah dışındaki yakardıklarınız nerede?" Şu cevabı verirler: "Bizden uzaklaşıp kayboldular." Böylece, öz benlikleri aleyhine kendilerinin kafir olduğuna tanıklık ettiler. Allah buyurdu: "Sizden önce gelip geçmiş cin ve insan topluluklarıyla içiçe, girin bakalım ateşe." Her ümmet girdiğinde, yoldaşına/kızkardeşine lanet eder. Nihayet, hepsi orada bir araya gelince, sonrakiler öncekiler için şöyle derler: "Rabbimiz! Bizi bunlar saptırdılar. Ateş azabını bunlara bir kat daha fazla ver." Allah buyurur: "Her biri için bir kat fazlası var, fakat siz bilmezsiniz." Öncekiler de sonrakiler için şöyle konuşurlar: "Artık sizin, bizim üzerimizde bir üstünlüğünüz yok. O halde kazandıklarınıza karşılık azabı tadın." Ayetlerimizi yalanlayan ve onlar karşısında büyüklük taslayanlar var ya, gök kapıları açılmayacaktır onlar için ve deve iğne deliğinden geçinceye kadar cennete giremeyeceklerdir onlar. Suçluları böyle cezalandırırız biz. Onlar için cehennemden bir döşek ve üstlerinde örtüler vardır. Zalimleri böyle cezalandırırız biz." - A'raf 36, 37, 38, 39, 40 ve 41 


Bak benzer bir diyalog ve burada cevap verilmiş! Ahzab'da olan şikayete A'raf'da cevap buluyorsun. Kur'an bu mantıkta okunursa anlaşılır. Yukarıda da demeye çalıştığım buydu. Her şeye aynı yerde yanıt bulamazsın. Bazen bulursun ama bazen de bu format ile yanıt bulursun ki Kur'an'ı zaten "Allah'ın kelamı" yapan da budur. Hiçbir insan bu düzende asla fantastik bir esere imza atamadı ve atamaz da. İnsan eserinde hep sabit ilerleyen bir kurgu "Giriş-Gelişme-Sonuç" şeklindedir ancak bu düzen çok dağınık ve parçaları bazen aynı alanda, bazen apayrı alanda arayıp birleştireceksin ki o zaman bu kitabın "Muhteşemliğini" görüp teslim oluyorsun zaten alemlerin yaratıcı ve tek efendisi olan yüce Allah'a.

Sonuç olarak gördüğünüz gibi Özgür İrade ve Kader zıt kavramlar değil, aksine birbirini tamamlayan ve trenin vagonu gibi birbirine zincirleme bağlı olan kavramlardır ve tekrarlıyorum bu blog sadece sizi dine ısındırma, Allah rızası için yazılan bir blogdur. Dini "Tamamen ve saf" olarak Kur'an'dan öğrenin. Her gün 20-25 ayet okumak maksimum bir 30-35 dakikanızı alır. Gidip bir yabancı dizi bölümü daha az ile günde mesela, bak ne denli kolay. Bu yüzden cehennem var işte, okuman için milyon saniyen var ama sen okumak için kullanmıyorsun. Saf din Kur'an'dan öğrenilir daima.

O yüzden Kur'an okuyup hatalarını düzeltmeye çabala, hazır vaktin varken ve sakın erteleme. Bakarsın, erteleyecek vaktin kalmaz. Haydi eyvallah. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder