14 Aralık 2016 Çarşamba

Uydurulmuş Din ve Kur'an'da ki Din 3

Selamın aleyküm. Çok özledim ulen sizi. Beni okuyan çok sanki la...

Ama özledim be yazmayı. 7-8 Günlük kafa izni iyi geldi. Seriye devam ediyorum daha yanıtlanacak "Çok" şey var. Bu serinin üçüncü yazısıdır. Birinciye ve ikinciye buradan ulaşabilirsin.

Evvela bu seriye başlamamın sebebi din adına açılan hurafeleri tek tek temizlemek ve bunun ispatını yapmak ve benden etkilenenlerin de ister buradan bakarak anlatması isterse de direkt yazının linkini, kendisini paylaşarak buna vesile olmaktır. Allah'ın rızası adına yapıyorum, başka bir şey için değil ve bu kitap tek başına "Her şeye" yeterlidir diyip bu ayetleri atarak başlıyorum ;

"Yemin olsun, biz, bu Kur'an'da, insanlar için her türlü örneği değişik ifadelerle gözler önüne koyduk. İnsan ise varlığın, tartışmaya en çok tutkun olanıdır." - Kehf 54


"Karşılarında okunup duran bir kitabı sana indirmiş olmamız onlara yetmiyor mu? Bunda, inanan bir toplum için elbette ki bir rahmet ve bir öğüt vardır." - Ankebut 51 

Gelenek = Allah katından affedilmeyen günahlar Şirk ve Kul Hakkıdır.

Gerçek = Şirk eyvallah da kul hakkı diye bir şey yok ki. Kul Hakkı'nın zorlandığı 2-3 ayet var bunlara bakalım evvela ;

"Mallarınızı aranızda haksız ve uydurma yollara baş vurarak yemeyin; bilip durduğunuz halde insanların mallarından bir kısmını günaha saparak yemek için onları yargıçlara aktarmayın." - Bakara 188

"Ey inananlar! Mallarınızı aranızda bâtıl bir yolla/tutarsız bahanelerle yemeyin. Kendi hoşnutluğunuzla gerçekleşmiş bir ticaret olursa başka. Kendi canlarınıza kıymayın/intihar etmeyin. Hiç kuşkusuz, Allah, size karşı çok merhametlidir." - Nisa 29

Bakın burada ince bir çizgi var. Evet ticareti "Uygun" yapacaksın, kimseyi "Hör" görmeyeceksin. Her inanca saygı duyacaksın. Bkz ; Kafirun suresinin tamamı.  Lakin burada nerede kul hakkı moruk? Türkiye’de, herhangi bir kahvehaneye gidin, yandaki masadan, ortalama bir vatandaşın şöyle dediğini duyabilirsiniz. "Ne demiş Cenab-ı Hak; "Kul hakkıyla karşıma gelme!"


Nerede demiş? Hangi ayette demiş? Oğlum Allahcılık oynamayın bakın. Şirk'in affı yoktur sadece öbür tarafta ve bu çok nettir! Hatta bu ayette "Çok şeyi affının olması müjdesi bile vardır"

"Gerçekten, Allah, kendisine şirk koşulmasını bağışlamaz. Bunun dışında kalanı ise, dilediğini bağışlar. Kim Allah'a şirk koşarsa, doğrusu büyük bir günahla iftira etmiş olur." - Nisa 48

Bak gördün mü? Sadece şirk! Kul hakkının bağışlanmayacağı ile İhsan Eliaçık böyle demiş ama diyebilirsin bu yazıdan bakarak. Ama orada İhsan Eliaçığın atladığı bir detay var o azapları yiyecek insanlar, zaten hidayet yerine sapıklık satın almış kimselerdir bu ayette denildiği gibi ve Kur'an'a göre bunlar zaten "Kafir" sınıfına girerler.

"8- İnsanlar içinden bazıları vardır, "Allah'a ve âhıret gününe inandık" derler ama onlar inanmış değillerdir.
9- Allah'ı ve inanmış olanları aldatma yoluna giderler. Gerçekte ise onlar öz benliklerinden başkasını aldatmıyorlar. Ne var ki, bunun farkında olamıyorlar.
10- Kalplerinde bir hastalık vardır da Allah onları hastalık yönünden daha ileri götürmüştür. Ve onlar için, yalancılık etmiş olmaları yüzünden acıklı bir azap öngörülmüştür.
11- Onlara, "Yeryüzünde bozgun çıkartmayın" dendiğinde, "Tam tersine, bizler barış ve esenlik getirenleriz" demişlerdir.
12- Dikkat edin, gerçekte onlar, bozgun getirenlerin ta kendileridir de bunun bilincinde olmuyorlar.
13- Ve kendilerine: "İnsanların iman ettiği gibi siz de iman edin" denildiğinde: "Düşük akıllıların iman ettiği gibi mi iman edelim?" derler. Bilin ki, gerçekten asıl düşük akıllılar kendileridir; ama bilmezler.
14- Bunlar iman etmiş olanlarla yüz yüze geldiklerinde, "İman ettik" derler. Kendi şeytanlarıyla baş başa kaldıklarında ise söyledikleri şudur: "Hiç kuşkunuz olmasın biz sizinleyiz. Gerçek olan şu ki, biz alay edip duran kişileriz.
15- Allah onlarla alay ediyor ve onları, kendi azgınlıkları içinde bocalar bir halde sürüklüyor.
16- İşte bunlar, hidayete karşılık sapıklığı satın almışlardır; fakat bu alışverişleri bir yarar sağlamamış; hidayeti de bulmamışlardır.
17- Onların durumu şu kişinin durumuna benzer: Bir ateş tutuşturmak istedi. Ateş, çevresindekileri aydınlattığında, Allah onların ışığını giderdi ve onları karanlıklar içinde bıraktı; artık görmezler.
18- Sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler. Onlar artık dönmezler." - Bakara 8 ve 18. Ayetler arası. 

16. Ayette Allah noktayı vuruyor bile. Sapık oldukları için zaten bunlar Kur'an'a ki kendilerinin hidayette olduklarını zannettiklerini bu ayette tasdikler ;

"Allah, iyiye ve güzele götürmek istediğinin göğsünü İslam'a açar. Saptırmak dilediğinin de göğsünü öylesine daraltıp tıkar ki, o, göğe yükseliyormuş gibi olur. Allah, iman etmeyenler üzerine pisliği işte böyle atıverir." - En'am 125

Kur'an'da "Allah'ın tuzak kurma" şekillerinden yalnızca bir tanesidir bu, bu ayet seni ikna etmediyse bir de bu var elimizde ;

"Şeytan onlara, yaptıklarını süslü gösterip şöyle demişti: "Bugün size galip gelecek kimse yok, ben yanınızdayım." Fakat iki topluluk yanyana gelince iki topuğu üstüne çark edip şöyle dedi: "Ben sizden uzağım. Ben sizin görmediklerinizi görüyorum, ben Allah'tan korkarım. Allah'ın cezası çok şiddetlidir." - Enfal 48

Bu ayette de mevzu şudur müşrikler ile mü'minler savaşırken iblis onlarladır ama Allah Muhammed önderliğinde Mü'minlerle savaşmasında Allah yardımcı melekler yollamıştır ve İblis'in "Ben sizin görmediklerinizi görüyorum." demesi bundandır bu ayette. Çünkü melekler de cinsel kavramlardır, iblis zaten cindir nitekim A'raf suresinin ilk 30 ayetine bakarken bu melekler ve iblis aynı ortamdalardı zaten. İblis'in onları görmesi oldukça normal yani. İblis bu melekleri görünce "Ben ne halt edersem edeyim belli ki Allah Mü'minleri kazandıracak" diyor ve İblis, Allah'ın büyüklüğünü bildiğinden yan çiziyor. Ama burada ilk cümleden de anlıyor ki, iblis saptırmak istediğine gayet "Süslü" gösteriyor. Bakara 16'nin atıf yaptığı nokta burasıdır işte. Lakin onlar "Hidayet" aldıklarını zanneder ve göğü yükseliyor gibi olur En'am 125'de bunu tasdikler. Kur'an işte böyle bütünseldir. Her neyse sonuç olarak orada tek affedilmeyecek günah ; Şirktir. 

Büyük kul haklarını yiyenler de zaten "Saptıkları" için cehenneme gideceklerdir ama ufak zann gibi hakları yapmamanız daha doğrudur. Yaparsanız da af dileyin, af dilemek erdemdir. Sonra da Allah'dan çünkü Allah'ın merhameti çok büyüktür. 

"Kim bir kötülük yapar yahut öz benliğine zulmeder de sonra Allah'tan af dilerse Allah'ı çok affedici, çok merhametli bulur." - Nisa 110

"Sizin Rabbiniz, Onun lütfundan rızkınızı arayasınız diye, denizde sizin için gemiler yürütür. Gerçekten O size karşı pek merhametlidir." - İsra 66



"Şüphesiz, senin Rabbin, gerçekten O, üstün ve güçlüdür, merhamet sahibidir." - Şuara 9 

Son olarak millet birbirine diyor ki, o gün Mahşerde yakana yapışacağım. Sen yakaya yapışacaksın Allah da tribün seyircisi öyle mi? Cumadan cumaya birçok kişi namaz kılarken Fatiha okur değil mi? Orada ne buyurur Allah ;

"Mâliki yevmid dîn(dîne)." - "Din Gününün Sahibidir."  - Fatiha 4 

Sahibidir, efendisidir, sultanıdır. Efendi olan Allah'ı bir anda VIP tribününe geçiyor ve siz kapışıyorsunuz, hey maşallah be. Koçlara bak... 


Okduğunuz ayeti bilmeden dini geleneklerle değil Kur'an ile yaşayın ve dini Kur'an'dan öğrenin. 

Gelenek = Cinlere "Cin" deme "Üç Harfliler" de, çünkü onlar insanları çarpabilirler

Gerçek = Acaba bu insanlarla biz "Aynı dini" mi paylaşıyoruz gerçekten... Kur'an'dan uzak olmak böyle bir şey işte. 

Bir kere cinler de bizler gibi varlıklardır fakat bizler onları göremeyiz. Onlar bizi görebilirler. Lakin bizim üstümüzde hiçbir üstünlükleri yoktur aksine biz onlardan üstünüz nasıl mı? Ayetlerle elbette! Öncelikle insanlar nasıl üstün ona bakalım.

"Biz insanı, gerçekten en güzel bir biçimde yarattık." - Tin 4

"Hem binesiniz diye hem de bir süs olarak atları, katırları, eşekleri de yarattı. Ve bilemeyeceğiniz daha neler yaratır O..." - Nahl 8

"Bir kısmından binek edinesiniz, bir kısmından yiyesiniz diye sizin için hayvanları yaratan, O Allah'tır." - Mü'min 79

"Davarlarda da sizin için elbette bir ibret vardır! Onların karınlarındakilerden size içiriyoruz. Onlarda sizin için birçok yarar var. Onlardan yiyorsunuz da." - Mü'minun 21

Hem en güzel yaratılıyoruz, hem de altımıza binmelik, yemelik hayvanlar veriliyor. Kur'an'ı okursan daha çok nimet verildiğini göreceksin "Evler, korunmak için sıcak giysiler korunmak için zırhların yapımı" gibi pek çok şey göreceksin. Ayrıca helak olan birçok kavmin de ayetleri okursan göreceksin ki zamanına göre "Çok bereketli, zengin ve modern" yerler olduğunu göreceksin. Bir de cinlere bakalım.

"Cinleri de daha önce insan vücudunun gözeneklerinden geçebilen güçlü bir ateşten yarattık." - Hicr 27

"Cini de ateşin dumansızından yarattı." - Rahman 15 

Cinlerin bizi gördüğüne dair güçlü bir delildir. Bizi görüyor ki bizler onların gözeneklerimizden geçtiklerini dahi hissedemiyoruz. Bu da yetmezse, hadi ulen zorlama delil yapıyorsun derse, sizi" Cinler gördüm, cinler emrimde" diyen olup da malum "Cin hastanesi" bile olan bir ülkede Hz. Muhammed, Kur'an'ı vahyeden ve Allah'ın en kutsal kitabını indirdiği adam olan Hz. Muhammed bile kendisini dinleyen cinler göremiyor. Nasıl mı? İşte böyle ;

"De ki: "Cinlerden bir topluluğun dinleyip şunu söyledikleri bana vahyolundu: 'Gerçekten biz, hayranlık verici bir Kur'an dinledik." "Doğruya ve hayra kılavuzluyor. Biz de inandık ona. Artık Rabbimize hiç kimseyi asla ortak koşmayacağız." Elbette, Rabbimizin şanı yücedir. O, ne bir eş edinmiştir, ne de bir çocuk." "Doğrusu, bizim beyinsiz, Allah hakkında saçma lakırdı ediyormuş." "Biz sanmıştık ki, ne insanlar ne de cinler Allah hakkında asla yalan söylemezler." " - Cin 1, 2, 3, 4 ve 5

Muhammed herhangi bir gün Kur'an okurken, cinler onu pür dikkat dinliyorlar ve Muhammed bunu bu surenin kendisine vahyedilmesiyle öğreniyor. Demek ki Muhammed'de biz gibi insandı ve cinleri asla göremedi. Hadislerde bu konudan çok beslenilir. Muhammed cinleri vs. görüyordu diye bu Kur'an ile taban tabana çelişir.

Meraklısına burada "Ne bir eş, ne bir çocuk" kısmı Meryem ve İsa'ya atıftır ve İblis bir cindir. Çünkü cinlerin "Bizim beyinsiz" dediği varlık İblis'in ta kendisidir.

Gelenek = Adet halinde oruç tutulmaz ve namaz kılınamaz

Gerçek = Bizim çok aydın mehzeplerimizin(!) kısıtlamalarıyla günümüze gelmiştir ama Kur'an bu konuda sadece bir şeyi engel kılar. O da kocasıyla cinsel birleşmedir ve bu da kadına Allah tarafından verilmiş bir haktır.

"Sana adet halini de sorarlar. De ki: "O, insana rahatsızlık veren bir haldir. Hayızlı oldukları sırada kadınlardan uzak durun ve onlar temizleninceye kadar kendilerine yaklaşmayın. İyice temizlendiklerinde, Allah'ın emrettiği yerden onlara gidin." Şu bir gerçek ki Allah, çok tövbe edenleri sever, iyice temizlenenleri de sever." - Bakara 222

O zaman kadını rahat bırak, ağrısı, sancısı var ve kanaması "Tamamen" durana dek cinselliği Allah yasak kılıyor. Adet hali bitsin bir daha ki adete kadar doya doya yaşarsın diyor. Şimdi bu "Adet halinde namaz kılamaz ve oruç tutamaz" kısmı

Kirli kan denilmesinden kaynaklı. Halbuki tıbben de bu kan "Kirli" değil normal vücut kanıdır. Anadolu'da böyle bir gelenek gelmiş günümüze rivayettir gidiyor halbuki adet hali, cinsellik harici kadın adına namaz, oruç gibi duruma asla engel taşımaz. Adetken çok halsiz olur, o zaman engel taşır ama başlı başlına bir "Adet" hali namaz, oruç gibi duruma asla ama asla engel değildir! Ağrı, sancı varsa o zaman da "Hastalık" haline girer adet haline girmez. Çünkü hastalık olduğunda yapamıyor adetli olduğundan dolayı değil. Allah bu rivayetleri baş tacı yapanlara da cevap vermiş. O ayetleri yazının sonunda koyacağım.

Gelenek = Camiiler sadece ibadet içindir

Gerçek = Sürekli camiilere "Allah'ın evi" kisvesinde sahip çıkılıyor. Allah'ın evi ne berbat bir kavram! Allah sadece camiileri görüyor dışarısına hakim değil yani üstelik böyle bir ayet varken ;

"Şüphesiz, yerde ve gökte Allah'a hiç bir şey gizli kalmaz." - Ali İmran 5 

Çok tehlikeli ve iğrenç bir cümledir. Gelelim camii mevzusuna. Camii'de yemek de yenir, su da, gazoz da içilir hatta kütüphane bile olabilir buna ispat 2 ayet var.

"Oruç gecesi kadınlarınıza yaklaşmak size helal kılınmıştır. Onlar sizin için giysidir, siz de onlar için giysisiniz. Allah sizin öz benliklerinize yazık etmekte olduğunuzu bilmiş, tövbelerinizi kabul edip sizi affetmiştir. Artık şimdi onlara yaklaşın ve Allah'ın sizin için yazdığı şeyi arayın. Tan yerinin beyaz ipliği siyah ipliğinden sizce seçilinceye kadar yiyin için; sonra da orucu gece oluncaya değin tamamlayın. Mescitlerde itikâfta bulunduğunuz sırada zevcelerinizle cinsel temas kurmayın. İşte bunlar Allah'ın yasaklarıdır, bunlara yaklaşmayın. Allah, ayetlerini insanlara işte böyle açıklar ki korunabilsinler." - Bakara 187 

"Ey ademoğulları! Tüm mescitlerde süslü, güzel giysilerinizi kuşanın. Yiyin, için fakat israf etmeyin. Allah israf edenleri sevmez." - A'raf 31

Bu ayetler şu demektir. Camillerde gayet güzel yiyip içebilirsiniz, fakat cinsellik yasaktır.

Mescitlerde "İtikâf" yapmak 2-3 saat boyunca sürekli ibadet halidir. Bu halden sonra mescitlerde eğer ola ki acıkırsan yiyebilirsin diyor Allah. Keza A'raf 31'de de "Süslenip gelin" diyor yani temiz olun ve şık olun. Pasaklı şekilde bana "Kıyam, ruku ve secde" etme diyor yüce Allah.  

Camiiler geceleri mesela gayette bu souk kış günlerinde evsizlere açılıp camiide bir kütüphane bölümü de olabilir. Bu ayetlerle de asla çelişmez. Çünkü kıbleni evin yap diyor Allah camii değil. Al bak bu ayette buyuruyor yüce Allah ;

"Mûsa'ya ve kardeşine şunu vahyettik: Kavminiz için kendilerini yerleştirmek üzere Mısır'da evler hazırlayın. Evlerinizi kıble yapın/karşılıklı yapın ve namaz kılın. İnananlara müjde ver." - Yunus 87 

Yoruma kapalı bir ayet. Tevrat'da da vahyedilen bir şeyin aynısını bizlere de emrediyor yüce Allah. Evinde namaz kıl diyor Allah. 

Gelenek = "Mezheplerin Çocuk Gelin Tutkusu" 

Gerçek = Buna zaten herkes karşıdır da buna cevabım buna cevap vermek içindir. 

Çocuk evliliğine karşısınız ama 9 yaşında salıncakta sallanan Aişe ile Muhammed'i gerdeğe sokabiliyorsunuz. Bu nasıl ikiyüzlülük? Bu iğrençliği Muhammed peygambere nasıl hak görüyorsunuz! Yumuşak ve şefkatli bir adam hiç bunu yapar mı? O aklınız alıyor mu? Üstelik ona bu ayetler her şeyin efendisi ve mutlak güç sahibi olan yüce Allah tarafından bizzat Cebrail ile vahyedilmişken...

"Yetimlere mallarını verin ve murdar olanla temiz olanı değiştirmeyin. Onların mallarını mallarınıza katarak yemeyin. Çünkü bu, büyük bir suçtur. Yetimler konusunda adaleti koruyamayacağınızdan korkarsanız, sizin için temiz kılınan kadınlardan ikişer, üçer, dörder nikâhlayın. Eğer bu durumda adaleti gözetemeyeceğinizden korkarsanız, bir tek kadınla yahut yeminlerinizin/sağ ellerinizin sahip olduklarıyla yetinin. İşte bu, haksızlığa sapmamanız için en uygun yoldur. Kadınlara mehirlerini nazik ve cömert bir şekilde örf ve çevrenin kabullerine uygun olarak verin. Eğer ondan birazını kendileri kişisel istekleriyle size sunmuşlarsa artık onu içinize sine sine yiyin. Allah'ın sizin için ayakta durma aracı yaptığı mallarınızı kendini bilmez beyinsizlere vermeyin, o mallar içinden onlara rızık ayırın, onları giydirin ve onlara tatlı ve işe yarar bir söz söyleyin.Yetimleri, nikâh çağına gelmelerine kadar gözetleyip deneyin. O zaman onlarda içinize sinecek bir olgunluk ve erginlik görürseniz, mallarını onlara geri verin. Büyüyecekler diye bu malları tez elden saçıp savurarak yemeyin. Zengin olan, iffetli davransın. Fakir olan ise örfün gerekli kıldığı oranda yesin. Mallarını kendilerine teslim ettiğiniz zaman yanlarında tanıklar bulundurun. Hesap sorucu olarak Allah yeter." - Nisa 2, 3, 4, 5 ve 6

"Harpte elinize geçmiş kadınlar hariç olmak üzere, nikâhlı kadınlarla evlenmeniz de haram kılınmıştır. Bu, üzerinize Allah'ın yazdığıdır. Bunlar dışındakileri, mallarınızı vererek almanız; şunu bunu dost tutmayarak iffetli yaşamanız, zina etmemeniz şartıyla size helal kılınmıştır. Kendilerinden nimetlendiğiniz kadınların mehirlerini onlara bir hak olarak verin. Mehir kesişmeden sonra karşılıklı hoşnutluğa bağlı hallerde üzerinize günah yoktur. Allah, her şeyi bilir, tüm hikmetlerin sahibidir." - Nisa 24

Muhammed ve Aişe olayı gerçekse, Muhammed peygamber Aişe'ye ne "Mehir" verdi? 6. Ayete bakarsak "Olgunluktan" söz ediliyor ve 9 yaşında ise eğer Aişe, bir çocuksa bu Mehri Muhammed ona nasıl vermiştir? Ayette apaçık "Bir olgunluk çağına gelmeden verme" kısmı var ve bundan daha fenası...

24. Ayette gayette evlenecek kişide "Bakirelik ve Bakirlik" aranmalıdır yani namuslu yaşama şartı olmazsa olmaz konulmuş yüce Allah tarafından. 9 yaşında bir çocuk için "Bekaretten" nasıl söz edilebilir? Kafayı mı yediniz siz?

Ayrıca yukarıdaki 2, 3, 4. ayetlerde de çok açıktır ki evleneceğiniz kişiye "Mehir" vermek zorundasınız ve bu kişi de o Mehir bedelini alabilecek kadar, yani evlenebilecek kadar "Rüşt, olgunluk" çağında gelmiş olmak zorundadır. Yani önceden evlenip sonradan vermek gibi bir durumda bu ayetlerle asla mümkün kılınmamıştır. Aksine bu durum engellenmiştir yani bir kadına evlenirken o an, mehirini vermek zorundasın. Bu mehiri çekip çevirme olgunluğuna ve evlenme olgunluğu da şüphesiz ki en az 19-20 yaşlarında mümkündür. Biyolojik olarak ergenliğin son demleri veyahut birçok kişi için bittiği dönemlerdir.

Hem çocuk geline karşısın ama bu ayetleri Allah'dan vahiy olarak alan Hz. Muhammed bu ayetlerle aykırı davranıp bir çocuk gelinle evleniyor ve 9 yaşında onunla gerdeğe giriyor. Vay anasını diyorum sayın seyirciler...

Bu hadisleri yazanlar ve bun hadislere itibar edip, dine kafasına göre "Helal, haram" koyan ve topluma aptal fetvalar veren her hoca, şeyhlülislam, şeyh, profesör, cübbe sahibi ve ağlak tiplere Allah bu ayetlerle enfes cevap veriyor ve ben de  bu ayetlerle yazımı bitiyorum. Yeni seride görüşürüz, haydi eyvallah. 

"Size ne oluyor? Nasıl hüküm veriyorsunuz? Yoksa ders aldığınız bir kitabınız mı var? Onda, keyfinize uyan her şeyi rahatça buluyorsunuz." Yoksa sizin için üzerimizde kıyamete kadar sürüp gidecek bir yemin mi var ki siz ne hüküm verirseniz o, mutlaka sizin kalacak, diye. Sor onlara: "Böyle bir şeye hangisi kefil?" Yoksa kendilerinin ortakları mı var? Eğer doğru sözlüler iseler, çağırıversinler ortaklarını! " - Kalem 36, 37, 38, 39, 40 ve 41

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder